GündemÖneriler

Karantina İle Birlikte Gelen Misafir: Zoom Yorgunluğu

Ülkece karantinada olduğumuz şu günlerde, sosyalliğimizi kaybetmemek, sevdiklerimizin seslerini duyup yüzlerini görebilmek, veya evden işlerimizi yürütebilmek adına Zoom gibi bazı uygulamalar kullanıyoruz. Bu programlar daha önce var olsa da, evden çıkamadığımız için artık daha sık başvurur olduk. Bu şekilde iletişimi kesmemiş oluyor, bir nebze de olsa içimizi ferahlatıyoruz. Ancak, uzmanlar bu görüşmelerin psikolojimizi bazı açılardan etkileyebileceğine işaret ediyor. Yaşayabileceğimiz problemlerden birisi de “Zoom Yorgunluğu”.

Yüz Yüze İletişime Göre Farklı Olan Ne?

  • Öncelikle, bir video görüşmesinde, yüz yüze olduğumuzdan daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Çünkü; karşımızdakinin yüz ifadesi, ses tonu ve beden dili gibi sözel olmayan ufak ipuçlarını anlamak adına daha fazla enerji sarf ediyoruz. Ekrandakilerin hislerini anlayamadığımızda ise, içimizde çelişkili bazı duygular hissedip, sohbete katılmakta daha da zorlanıyoruz (1*).
  • Sessizlik, yüz yüze yapılan sohbetlerde doğal bir durumken, video görüşmelerinde bağlantı problemi olup olmadığını düşündürüyor. Araştırmacılar, bu görüşmeler esnasında teknik aksaklıklardan doğan 1-2 saniyelik gecikmelerde bile, insanların karşı tarafı daha az arkadaşça bulduğunu söylüyor (1*).
  • Özellikle bir katılımcının konuşup, diğerlerinin sadece dinlediği video konferanslarında, insanlar daha az işbirlikçi oluyor. Çünkü etkin olarak sadece bir konuşma gerçekleşiyor. Ve uzaktan birçok kişinin davranışını net olarak algılayamıyoruz (3*).
  • Bu süreçte, fiziksel sağlığımız da psikolojik sağlığımızı etkiliyor. Tek bir pozisyonda, saatlerce aynı masada bir ekrana bakıyoruz. Başımız ağrıyor, gözlerimiz yorulabiliyor. Bu durumda huysuz birine dönüşüp, hayatlarımız hakkında daha karamsar olabiliyoruz.
  • İnsanlardan ayrı, izole bir şekilde yaşıyor olmamız da bu yorgunluğu artırıyor elbette. Video görüşmeleri esnasında şu anda farklı bir durumla karşı karşıya olduğumuzu bir daha hatırlıyoruz. Kişilik tipi olarak içe dönükler de, dışa dönükler de aynı hisleri paylaşıyor.
  • Bir diğer farklılık “öz-karmaşıklık” olarak çevrilen “self-complexity” teorisiyle ilgili. Bu teoriye göre hepimizin birden çok yönü var: sosyal rollerimiz, ilişkilerimiz, hedeflerimiz… Ancak bunlardan biri olmadığında, negatif duygular hissetmeye daha meyilli hale geliyoruz.
  • Bazılarımız işimizi garantiye almak adına olması gerekenden daha fazla performans göstermeye çalışıyor, üstelik görüşmeler sonrasında yeteri kadar ara verilmemesi de yorgunluğu artırıcı faktör olabiliyor. Ama elbette, arkadaşlarımızla eğlenerek yaptığımız bir Zoom görüşmesinde, zorunlu olarak katılmamız gereken bir toplantıya göre daha az yoruluyoruz.

Yorgunluğu Azaltmak İçin Neler Yapılabilir?

  • Video görüşmeleri zorunlu olmadıkça azaltılmalı. Kamera açmak isteğe bağlı olmalı ve bu konuda anlayış beklenmeli.
  • Eğer imkan varsa, bazı toplantılar için bilgisayar değil telefon kullanılmalı. Yalnızca sesimiz duyulduğunda daha rahat davranırız.
  • Arka arkaya toplantı yapmaktan kaçınılmalı. Günde 3 saatten fazla oturmak kalp hastalığı, metabolik sendrom, kronik ağrı ve yüksek tansiyon riskini artırabilir. Görüşmeler esnasında 10-15 dakika gibi kısa molalar verilmeli. Bu süre zarfında egzersiz yapılabilir, temiz hava alınabilir ya da bir şeyler atıştırılabilir. Bunu yaparken gözlerimizi de ekrandan uzaklaştırmış oluyoruz. Böylece, gözlerimizdeki kaslar da rahatlıyor.
  • Toplantılar, her gün oturduğumuz alandan farklı bir yerde yapılmalı. Eğer buna imkan yoksa, toplantı esnasında daha farklı bir aydınlatma kullanılabilir, ya da kahve kupasını çalışma bittikten sonra masadan kaldırmak gibi ufak detaylara dikkat edilebilir. Önemli olan iş yaptığımız alanla yaşadığımız alanın farklı olduğunu hissetmek.
  • Daha kısa süreli ve daha az toplantı yapılmalı, ve önemli bilgiler konuşmacı tarafından akıcı ve özlü bir şekilde iletilmeli. Böylece video konferansları daha işlevsel hale getirilebilir. Ayrıca, not alınması gerekiyorsa bilgiler bilgisayara değil bir not defterine yazılmalı. El ile yazmanın not almayı artırdığı gösterilmiştir.
  • Büyük şirketlerde, her departman kendi arasında toplantı yapabilir. Daha az insan daha az baskı anlamına gelir, bu da insanların kendilerini daha rahat hissetmelerini ve özgürce konuşmalarını sağlayabilir. Daha küçük sanal gruplar genellikle daha uyumludur.

Yararlanılan Kaynaklar:

  1. https://www.bbc.com/worklife/article/20200421-why-zoom-video-chats-are-so-exhausting
  2. https://www.psychologytoday.com/us/blog/lifetime-connections/202004/zoom-fatigue-dont-let-video-meetings-zap-your-energy
  3. https://www.psychologytoday.com/us/blog/why-bad-looks-good/202004/are-zoom-meetings-tiring-you-out-heres-how-recover
  4. https://www.psychologytoday.com/us/blog/lifetime-connections/202005/zen-your-zoom-meetings-tips-lower-video-aversion
  5. Resim mohamed Hassan tarafından Pixabay‘a yüklendi

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu