AnalizSosyal PsikolojiSözler

Vitrin İnsanları ve Grup Psikolojisi

Benim “vitrin insanları” diye kendimce bulduğum terimi psikolojide ise ‘grup psikolojisi‘ olarak görebiliriz. Tabii bunun kesinlikle kafamda dolaylı yollardan yaptığım benzetmeler sonucu olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Peki nedir bu vitrin insanları ya da grup psikolojisi. Önce gelin de vitrin insanlarının anlamına bakalım.
Adında anlayacağımız üzere vitrin insanları bir şekilde o camekan kısma konulmuş yaptıklarında söz hakkı olmayan ya da mecazı bir kenara bırakıp devam edecek olursak üzerlerine neyin giydirildiğinden; kollarının, bacaklarının ne şekilde duracağına kadar başkalarının ayarladığı mankenler. Toplumun ya da grubun kalıplarına uymak zorunda bırakılmış zavallı mankenler. Hatta manken derken bile bir kalıp söz konusu. Uzun bir süredir popüler olan Victoria Secret mankenlerine bakıyoruz. Birçok sosyal paylaşım sitesinde karşıma çıkan bu mankenlerin boy ve kilo oranları beni hayrete düşürdü. Bu oranlara ulaşmak için çabalayan bir sürü onaysız zayıflama çayı içen, orada burada gördüğü spor hareketlerini yanlış yapıp kendini incitenden birçok örneği haberlerde pek ala görüyoruz. Bu oranların doğru olduğu da tartışılır bir konu… Peki neden bu bizim kalıplara sığma derdimiz? Mağazalara bakın S, M, L vb. bedenler görüyoruz oysa eskiden böyle miydi? Gider terziden ölçümünü yaptırır, kendi kalıbına uygun giyerdin kalıba uygun beden olmaya çalışmazdın. Kısaca eskiden daha bir kendimizdik. Birileri bu kalıplara girmek istememiş kendi kalıbını bulmuş ve bizde onları takip edip onların kalıbına girmeyi amaç edinmişiz. İşte tam da burada grup psikolojisi giriyor devreye.

Bahsettiğim bu gruplar belli bir somut grup veya gruplar değil, soyut gruplar. Bunu keşfeden de Tajfel. 2. Dünya Savaş’ı sırasında mahkum olan Tajfel kaçmayı başarmış ve Hitler’in oy çokluğunu, arkasında gücü nasıl aldığını merak etmiştir. Bir dizi deney sonucu insanların soyut gruplara olağanüstü derecede bağlılık gösterdiğini fark etmiştir. Bu soyut gruplar fark edilemeyecek olduklarından çoğu kişi bu gruplara dahil olduğunu inkar edebilir. Tabii bu inkara bulunduğu yer de etki ediyor olabilir. Birey neredeyse istisnasız her insanda rastladığı şekilde kendini görmeyip yalnızken veya grup dışında iken farklı; ait olduğu grubun yanında farklı davranabilir. Le Bon şöyle der:

Bir bireyin yalnızken olduğu haliyle grup içindeki halinin ne kadar farklı olduğunu kanıtlamak kolaydır ama bunun nedenlerini keşfetmek çok da kolay değildir.

Soyut gruplar aklımıza şu soruyu da getiriyor: Madem bu gruplar soyut peki bizi nasıl etkiliyorlar? Bilinçaltı. Eğer bilinç ile bilinçaltımızı karşılaştıracak olursak bilincin, bilinçaltının yanında hiç şansı ya da önemi kalmaz diyebiliriz.Tekrardan Le Bon’dan alıntı yapacak olursak

Bizim bilinçli hareketlerimiz, zihnimizde kalıtsal olarak var olan bilinçaltı temelinin bir sonucudur. Bu temel, nesilden nesile miras bırakılan ve bir ırkın düşünce yapısını oluşturan çok sayıda ortak özellikten oluşmuştur.

Bu cümle aklıma camekandaki küçük yani çocuk mankenleri akılma getiriyor. Onların gelecekleri nasıl olacak? Birileri bu vitrinleşmeye dur diyecek mi?

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

3 Yorum

  1. Abdulkerim Özyurt dedi ki:

    Toplu halde yaşamanın doğal bi sonucu değil mi aslında vitrinleşmek? Bu gerçeği inkar edebilir miyiz önüne geçebilirmiyiz? O halde toplumu birazcık düzenlediğimizde insanlarda vitrinlerde güzelleşebilirmi? Bence evet ama zor tabiki☺️

    1. İrem Özdemir dedi ki:

      İngilizce kelime oyunlarından sevdiğim bir alıntı yapacağım sizin için: not impossible, i’m possible… kısaca zor ama imkansız değil. Sevgiler… 🙂

      1. Abdulkerim Özyurt dedi ki:

        Ne kadar anlamlı 👏🙋‍♂️ Teşekkürler.. 😊

Başa dön tuşu