AraştırmalarDenemeler

Tılsımlı Ayna: Geri Bildirim

Geri bildirim nedir? Geri bildirimde amaç nedir? Geri bildirim örnekleri nelerdir? Kültürel bağlamda geri bildirim nedir?

Geri Bildirim Tılsımlı Bir Aynadır. Neden Tılsımlı Bu Ayna?

Birey olarak söylediklerimizin yerli yerinde ve anlaşılır, davranışlarımızın uygun ve makul olduğunu düşünme eğilimindeyizdir. İşte tam bu noktada tılsımlı ayna bize, karşımızdaki kişinin zihninde daha farklı bir yerde durduğumuzu ve hiç de tahmin edemeyeceğimiz şekilde anlaşıldığımızı gösterebilir. Bu tılsımın etkisi geri bildirim doğru zamanda, uygun şekilde ve güvenilir bir kişi tarafından verildiğinde ortaya çıkabilir.

Özellikle kişiler arası iletişim sürecinde yer alan ve aktif dinlemede kullanılması gereken geri bildirimde temel amaç karşıdakini anlamaktır. Aktarılan mesajın ya da bilginin hedef kitle üzerinde nasıl bir etki oluşturacağı ancak geri bildirim sayesinde anlaşılabilir(1).

Geri bildirim şampiyonların kahvaltısıdır.der Acar Baltaş Hoca ve beraberinde insanı geliştirenin deneyim değil, geri bildirim olduğunu söyler. Geri bildirimin iletişimin kontrolünü sağlayarak bir nevi direksiyon görevi üstlendiği söylenebilir. Hangi yola sapılacağını, nerede durulmasını gerektiğini karar vermede kolaylık sağlar. Geri bildirimin olumlu bir davranış veya durumdan sonra verilmesi pekiştirmeyi, böylece istenen davranışın sürdürülmesini sağlarken; bir hatadan hemen sonra uygun bir şekilde verilmesi ise söz konusu hataya hızlı bir şekilde müdahaleyi olanaklı kılar.

Geri bildirim deyince belki akla ilk gelen bir eleştiri yapılacağı ya da olumsuz bir durumun ifade edileceği olabilir. Ancak geri bildirim hoşunuza giden ya da memnun kaldığınız durumlardan sonra da verilebilir. Örneğin beğenerek yediğiniz bir yemekten sonra yemeği yapan kişiye bunu ifade ederek teşekkür etmeniz, memnun kalarak kullanmış olduğunuz bir siparişten sonra bunu belirtmeniz ya da keyifle yaptığınız bir sohbetin ardından karşınızdakine bu hoşnutluğunuzu ifade etmeniz.

Düşünsenize artık aldığımız en ufak bir ürün ya da hizmetten sonra bile satıcılar ya da hizmet sunucular kısa anketler aracılığıyla bizden geri bildirim talep ediyor. Evet doğru, neden bunu yapıyorlar ki diye düşündüğünüzde geri bildirimin nasıl güçlü bir etkisi olduğunu anlayacaksınız. Yerli yerinde kullanılan bir geri bildirim ilaçtır hem de tılsım etkili ilaç…

Örneklerle Geri Bildirim

Bir örnekle devam edelim. İş yerinde çalışan bir müdür kendini anlayışlı, saygıdeğer ve enerjik olarak tanımlıyor olsun. Bu müdürün çalışanlarının iş motivasyonlarını yükseltmek istediğini ve bu amaçla onlar için hafta sonu şirket kampı ya da farklı bir organizasyon düzenleyeceğini düşünelim. Ancak müdür tüm bunları yaparken çalışanlarından herhangi bir geri bildirim almıyor olsun. Bir de bu duruma çalışanların gözünden bakalım: “Bu kadar hayatımıza müdahil olması fazla. Hafta sonu ailem, sevdiklerimle vakit geçirmek varken ne kampı, ne organizasyonu bırakınız Allah aşkına!” Şimdi bu örnekte yolunda gitmeyen iki durum var. İlki yöneticinin iyi niyetle ancak karşısındaki çalışanlardan herhangi bir geri bildirim almadan karar vermiş olması. İkincisi ise çalışanlarının memnuniyetsizliklerini dile getirememiş olmaları. Ah bu kültürel kodlar!

Kişi için çok değerli bir beslenme mekanizması olan geri bildirimin gündelik hayatta da ihmal edildiğine dair pek çok örnek verilebilir. Mesela siz hiç, bir arkadaşınızın yaptığı hatalı bir davranış ya da sözden sonra ona darılıp gücendiğiniz halde bunu ona açıkça söyleyemediğiniz oldu mu? Yoksa içinizden “Söylesem ne olacak anlasın işte, illa demek mi lazım” diye düşünerek topu karşı tarafa mı attınız. Ya da nasıl söyleyeceğinizi mi bilemediniz acaba?

Söyleyemediklerimiz (söylemediklerimiz değil) içimizde kalınca neye dönüşüyor biliyor musunuz? Kısaca söyleyeyim: öfkeye. Üstelik yönü sapmış bir öfke. Her an her yere her sebepten gidebilir bu öfke. Buna ifade edilememiş benliğin yan etkisi de diyebiliriz. Dilimizi bağlayan, sağlıklı iletişim kurmamızı engelleyen sebeplerden birinin yaşadığımız kültürün kodları olabileceğini düşünüyorum.

Kültürel Bağlamda Geri Bildirim

Hall’ın Yüksek Bağlam-Düşük Bağlamlı iletişim modeli çerçevesine bir göz atalım. Bazı kültürlerde insanlar iletişimde açık ve net olmayı tercih edip mesajlarını alıcılara doğrudan iletirler. Böylece alıcı iletişimde mesajın kendisi dışında başka faktörlere ihtiyaç duymaz. Bu kültürler düşük bağlamlı iletişim olarak değerlendirilmektedir. Yüksek bağlamlı iletişimde ise durum tam tersidir. Bağlama çok fazla ipucu yüklenir. Bireyler kapalı, imalı ve dolaylı bir iletişimi tercih ederler(2). Alıcının işi daha zordur zira yalnızca mesajın kendisiyle yetinmez ne söylenmek istendiğini farklı bağlamlara bakarak -geçmiş tecrübeler, ses tonu, yüz ifadesi- anlamak durumundadır.

Türkiye’nin toplumsal kültürel özelliklerini anlamak amacıyla yapılan pek çok çalışmada Türk toplumunun toplumcu özelliklerinin, bireycilik eğilimlerine nazaran daha yüksek olduğu bulunmuştur(1). “ Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla”, “Söz gümüşse, sükut altındır” vb. atasözlerimiz de iletişimde dolaylı mesaj vermenin kültürel olarak teşvik edildiğini göstermektedir. Dolayısıyla bu modele göre yüksek bağlamlı iletişime daha yakın bir kültür olduğumuz düşünüldüğünde geri bildirim verme ve almada bir hayli çekingen kaldığımız söylenebilir.

Bir sonraki yazımda olumsuz geri bildirim ve bunun nasıl verimli kılınabileceğinden bahsediyor olacağım.


Kaynakça:

  1. Erdem, A. (2010). İletişim sürecinde geri bildirimin önemi ve iletişime katkısı. Erciyes İletişim Dergisi. 1(3): 125-132.
  2. Erdem, R. ve Günlü, E. (2006). İletişim eğilimlerinin yüksek bağlam-düşük bağlam ayırımı ile incelenmesi: Hastane Çalışanları Örneği. Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi9(2), 177-195.

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu