AraştırmalarÖneriler

Hayatta Kalmak İçin Sevdiklerinize Sarılın

Sarılmak, duygularımızı ifade etmenin en samimi yollarından birisi. Bir sarılma ile sevincimizi, kederimizi karşı tarafa aktarabiliyor veya karşımızdaki kişinin stresine ortak olabiliyoruz. Peki ya sizce sarılmak bu kadar basit mi? Bilimsel olarak hayır.

Sarılmak sadece karşı tarafla iletişim kurmamızı, hislerimizi ifade etmemizi sağlamıyor, aynı zamanda duygusal denge ve beyin sağlığı üzerinde de olumlu bir etki sağlıyor.

Sarıldığımızda Vücudumuzda Neler Oluyor?

Stresli durumlarda sevdiklerimizi sarıldığımızda veya üzgün olduğumuz zamanlarda sarılarak birisinin bize destek olduğunu hissettiğimizde psikolojik açıdan rahatladığımızı gözlemleriz. Bunu hepimiz gözlemlemişizdir ama sarılmanın fiziksel olarak sağlığımıza iyi geldiğini muhtemelen birçoğumuz bilmiyordur. Bu yazıda, yapılan araştırmaların sağladığı bilgilerle, sarılmanın inanılmaz etkilerinden bahsedeceğim.

Yurtdışında gönüllü katılımcılarla yapılan bir araştırmada (1) sarılma, sosyal destek ve hastalıklar arasındaki ilişkiye bakılıyor. İlk olarak gönüllülere 14 gün boyunca her akşam o günkü sosyal ilişkileri ve birisine sarılıp sarılmadıkları soruluyor. Ortalama olarak gönüllülerin yüzde 68’i sarıldıklarını belirtiyor. Ve gün içinde sarıldığını belirten bireyler daha çok sosyal destek aldığını hissediyor. Araştırmanın ilginç kısmı bundan sonra başlıyor. 14 gün sonra gönüllü katılımcılar bir otele davet ediliyor. Bu otelde ayrı odalara alınıyorlar ve katılımcılara içinde hasta edici (soğuk algınlığı ve benzeri) virüsler bulunan burun damlaları veriliyor. Burada katılımcıların sarılma oranlarının enfeksiyon riskini etkileyip etkilemediğine bakılıyor. İlginç olarak, sonuçlarda sarılmanın enfeksiyon riskini etkilediği bulunuyor. Daha çok sarıldığını belirten katılımcıların daha az enfeksiyon kaptığı ya da hastalık semptomlarının daha hafif olduğu görülüyor. Araştırmacılar sarılmanın sosyal destek sağlayarak stresi azalttığı ve enfeksiyon riskini azaltmanın da önemli bir yolu olduğu sonucuna varıyorlar. Ve araştırmanın sonuna da şöyle bir not ekliyorlar:

Bir daha ki sefere hasta olacağınızı hissettiğinizde sevdiğiniz birisine sarılmayı deneyin. Belki de sizi sağlıklı yapan şey bu olabilir.

Soğuk algınlığı sarılma davranışından etkilenen tek hastalık gibi gözükmüyor. Kalp damar hastalıkları birçok ülkede en önemli ölüm sebeplerinden biridir. Ölümcül kalp hastalığının gelişimi için en önemli sebep ise yüksek kan basıncıdır. İlginç bir şekilde, sarılmanın tansiyonu düşürdüğü öne sürülüyor ve bu fikri kanıtlamak için 2005 yılında bir çalışma (2) yayınlanıyor.Bu çalışmaya 20-49 yaşları arasında, uzun süreli ilişkisi olan 59 kadın davet ediliyor. Laboratuvara alınan katılımcılar ilk yarım saat eşlerinden ayrı kaldıktan sonra eşleri de yanlarına alınıyor.Bu süre içinde birbirlerine yakın oturmaları ve el ele tutuşmaları isteniyor.Ve eşlere romantik bir video izlettirildikten sonra 20 saniye birbirlerine sarılmaları isteniyor. Daha sonra katılımcıların eşlerinin odadan çıkması isteniyor ve katılımcıların stresli hissetmesine neden olan bir konuşma yapılıyor. Bu stres testi sırasında, öncesinde ve sonrasında katılımcıların oksitosin ( bağlanma hormonu olarak bilinir) miktarı ölçülüyor. Ayrıca katılımcıların tansiyon ölçümleri yapılıyor ve eşlerine ne kadar sıklıkla sarıldıklarına dair bir anket uygulanıyor. Sonuç olarak, eşlerine daha sık sarıldığını belirten katılımcıların oksitosin seviyeleri daha yüksek bulunmuş ve sarılma oranlarının düşük kan basıncıyla ilişkili olduğu görülmüştür. Bu nedenle sarılma sıklığının kalp hastalığı riskini potansiyel olarak azalttığı söylenmiştir. Bu araştırmanın sonucundan yola çıkarak bir öneride bulunmak isterim:

Bir daha ki sefere evden çıkmadan önce eşinize sarılmayı unutmayın. Bu sadece ilişkinize iyi gelmekle kalmayacak aynı zamanda kalbinizin sağlıklı kalmasını da sağlayacaktır.

Sarılmak sadece hastalılara etki etmekle kalmıyor aynı zamanda beynimizi de etkileyerek endorfin salınımını da sağlıyor. Endorfin hormonu genelde hazla ilişkilendirilsede birincil tetikleyicileri stres ve acıdır. Endorfin vücudun doğal uyuşturucusudur. Sentetik bir uyuşturucu olan morfin gibi endorfin de acıyı dindirir ancak endorfin diğer uyuşturucular gibi bağımlılık yapmaz ve 30 kat daha ekilidir.

Pozitron emisyon tomografisi (kısaca PET) olarak bilinen bir beyin görüntüleme biçimi kullanılarak, sarılmanın tıpkı maymunlar tımar yaparken olduğu gibi insan beyninde de büyük bir endorfin tepkisini tetiklediğini gösteriliyor. Sarılma, okşama ve hatta saçlarla oynama davranışları primat tımarının insan şekli olarak görülüyor ve ilişkilerimizi oluşturmak ve sürdürmek için gerekli olduğu biliniyor.

Beynimizde psikolojik ağrı ve fiziksel ağrının işlendiği bölgeler (özellikle de anterior singulat korteks) aynı olduğu için endorfin hormonu psikolojik ağrımızı da azaltıyor. Birisi gözyaşları içindeyken sarılmanın rahatlatıcı olmasının nedeni de budur.

Endorfinler ayrıca beynin orbitofrontal korteks gibi ödüllendirmeyle ilgili bölgelerini (gözlerin hemen üstünde) de aktive eder ve bu bizim deneyimi tekrarlama isteğimizi artırır.

Sarılmanın diğer etkilerinden birisi ise algılamayla ilgilidir. Beynin vücudu hayal edebilme yeteneği sarılmayla birlikte artar. Bu tür bir fiziksel temas vücudumuz için yeterli algıyı geliştirmede ve sürdürmede gereklidir. Londra’da yapılan bir araştırmaya göre kilit nokta, bu tür vücut temaslarının vücudumuzu daha iyi hissetmemize yardımcı olan bir dizi proprioseptif (kas, kemik dokularından gelen uyarıları alıcı) sinyal üreten hoş dokunsal duyumlar sunmasıdır. Sarılmak, beynimize vücudumuzdan daha fazla haberdar olmamızı sağlayan proprioseptif sinyaller göndermekle kalmaz aynı zamanda sevilmeye değer olduğumuzu söyler. Ve bu duygular bize kendimizi çok iyi hissettirir.

Londra’daki bu araştırmaya göre sarılmanın ve dokunuşların eksikliği, anoreksiya nervoza ve bulimiya nervoza gibi vücut imaj bozuklukluklarının tetikleyicisi veya ağırlaştırıcı bir faktörü olabilir.

Sarılmanın 10 Faydası

  1. Bağlanma ve iyilik halinin korunmasında katkısı vardır
  2. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  3. Ağrı kesici etki yapar.
  4. Kalp hastalığı riskini azaltır.
  5. Sosyal kaygıyı azaltır.
  6. İlişkilerinizi derinleştirir.
  7. Daha yakın bir samimiyete yol açar.
  8. Anne ve bebek arasındaki bağı güçlendirir.
  9. Daha iyi uyumanıza yardımcı olur.
  10. Stresinizi azaltır.

Sarılmak Herkes İçindir

Sarılmak sadece romantik ilişkilerde olmak zorunda değildir. Başka biriyle olmak zorunda bile değildir; kendi omuzlarınızı ovabilirsiniz. Ayrıca arkadaşlarınıza sarılabilir veya evcil hayvanlarınızla oynayabilirsiniz.


Kaynakça:

  • https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-asymmetric-brain/201811/can-i-have-hug-the-surprising-neuroscience-embracing
  • https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-asymmetric-brain/201812/3-surprising-ways-hugging-benefits-your-well-being
  • https://theconversation.com/hugabrit-the-science-of-hugs-and-why-they-mostly-feel-so-good-57501
  • https://www.lifehack.org/articles/lifestyle/10-surprising-benefits-cuddling-that-make-you-want-cuddle-someone-now.html
  • https://blogs.psychcentral.com/psychoanalysis-now/2016/02/the-psychology-of-a-hug/
  • https://psychology-spot.com/brain-needs/
  • (1) Psikolojik Bilimler Bilim Dergisinde 2015 yılında yayımlanan çalışma (Cohen ve ark.).
  • (2) Biyolojik Psikoloji Dergisinde 2005 yılında yayımlanan çalışma (Light ve ark.).

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu