DenemelerÖneriler

Sağlıklı Evlilik ve Şiddet

Bir çiftin karakteristiği onların birbirine verdiği sözün doğasında yatar.

(*1)

Yaşamlarını beraber geçirmeye söz vermiş bireyler çift olarak adlandırılmaktadır. Hayata iki ayrı perspektiften bakıp, hem kendileri hem de eşleri olmayı başarmış kişilerdir. Bazı çiftler ise ilişkilerini bir ileri boyuta taşıyarak evlilik sürecine girmektedirler.

Evlilik; hayatlarını, acısıyla tatlısıyla beraber geçirmeye söz vermiş iki insanın durağan olmayan yaşantılarıdır. Buradaki ‘acısıyla tatlısıyla’ sözü size çok klişe gelmiş olabilir fakat bu iki kelime yaşantılarımızda bize çok şey ifade etmektedir.

Yaşadığımız çalkantılı olaylara verdiğimiz anlamlar ilişkimizdeki acı tatlı dengesini belirlemekte ve tepkilerimizi o yönde vermemize sebep olmaktadır. Yani olaylara nasıl baktığımız yaşanılan sıkıntılara etkili çözüm üretmemize ve yaşanılan mutluluklara da doyasıya dahil olmamıza yardımcı olmaktadır. Bu iki uç hayatımızda her zaman var olması gereken ve dengede olması gereken kavramlardır. Çünkü

Ağlamakta gülmek kadar gerekli ve iyileştiricidir.

Eş Seçimi Nasıl Olur?

Evrim Kuramı’na göre eş seçimi insanın üretkenlik kapasitesi üzerine kurulmuştur. (*2)

Sosyal Rol Kuramı’na göre her iki cinsiyette toplumsal cinsiyet rolleriyle tutarlı bir şekilde sosyalleştirilmektedir. Sosyalleştirme süreci sonucunda ise fiziksel çekicilik, zerafet ve aile terbiyesi kadınlarla özdeşleştirilen; mali statü, fiziksel güç ve özgüven ise geleneksel erkek rolleriyle özdeşleştirilen unsurlardır(*2).

*Elbette ki bu bakışın tartışmalı yanları vardır. Bu yönleri okumak için bakınız: Kalıpyargı İntiharı

Persona(maske) kuramına göreyse eş seçiminde belirleyici olan o insanla görülmenin kişinin kendisini iyi hissetmesi üzerinde nasıl bir etkisi olacağı sorusudur.

Birden farklı kuram bizlere eş seçimini nasıl yaptığımızı açıklasa da bu duygusal ve mantıksal süreci tam olarak tanımlamak zor gibi gözükmektedir.

Aşk Serüveni

Bir insana karşı nasıl yöneldiğimizi tanımlamamız mümkün gibi gözükmemektedir. Çünkü her bireyin o kutsal anı tanımlaması kendine özgüdür. Fakat istemli ya da istemsiz kullanılan taktikler bireylerde benzerlik göstermektedir. Örneğin birçok insan karşısındakine ideal eş olduğunu hissettirmek için birçok sıkıntıya girmekte ve ilk aşamada bu sıkıntıları çekilesi mümkün kılan tatlı bir coşku hali bulunmaktadır. Yani karşınızdaki insanın olumsuz özellikleri bile size çekici gelmektedir. Bu olumsuz özellikleri saygı ve sevgi çerçevesinde konuşarak sonucunda her iki tarafında hoşnut olması ilişkiyi bir ileri boyuta taşıyarak eşinizi seçmenizi sağlayabilir. Birbirinizin tuhaf yanlarına uyum sağlayıp sevgi, hoşgörü, ilgi ve saygıyla ilişkiniz güzel bir şekilde ilerleyebilir ve belki de evlilik boyutunu alabilir.

Olumsuzluklara Rağmen İyi Bir Evlilik

Evlilik sürecine başlamadan önce her insanın hayatında bir birey olarak değer vermesi ve üzerinde durması gereken sihirli kavram ‘sevgi’dir. Çünkü kendinize vermediğiniz bir şeyi etrafınızdakilere veremez ve isteyemezsiniz. Bu yüzden bu sürecin sağlıklı olabilmesi için öncelikle insanın kendisi ile barışık olması gerekmektedir. Çünkü sağlıklı bir evlilik süreci doğru eş seçimiyle değil doğru insan olmakla mümkündür. Fakat bu dört dörtlük bir insan olmak demek değildir. Elbette ki eksik olan yanlarımız, karanlık taraflarımız olacaktır ama bu süreçte kendimizle dost olmamız bu yönlerimizi daha berrak bir şekilde görmemizi ve çözüm üretmemizi sağlayacaktır. Böylelikle evlilik sürecindeki doyumu da eşlerin arasındaki dostluğun ve paylaşımların niteliği belirlemiş olacaktır.

Evliliğin Sarsılmasının Habercisi

Bu güzel ama bir o kadar da zorlu süreçte yaşanılan bazı anlaşmazlıklar evliliğin temel yapılarını bozabilmektedir. Tartışmalarda ki sert başlangıçlar mantıklı düşünmemizi ketlemektedir ve devamında bir anda ağza gelen olumsuz eleştiriler, karşı tarafı küçük görmeye başlama araya set çekme bu süreci daha zorlu kılmaktadır. Biriken bazı sözler ve davranışlar ise çiftlerin duygu ve davranışlarının taşmasına sebep olmaktadır. Beraberinde ise sık sık sert tartışmalar, birbirinden uzaklaşmalar ve yalnızlık hissi gelmektedir. Çiftlerin arasındaki işlevsel olmayan davranışlar aralarındaki dostluk ilişkisini önlemekte ve kişinin hem kendine hem karşısındakine zarar vermesine sebep olmaktadır. Bu süreçte yalnızlaşan ve kabuğuna çekilen çiftler birbirleriyle konuşmadan mucizevi bir şekilde sorunlarının çözülmesini beklemektedir.

Elbette ki yalnızlık insan yaşamında gerekli bir durumdur. Çünkü yalnızlığı taşıyabilen insan kendisini yakından tanıma fırsatı elde eder. Ne istediğini, nerede ne yapması gerektiğini ve nasıl düşünmesini gerektiğini bilen bir insan olma fırsatı elde edebilirsiniz. Aradaki o boşluk hissi bizi en saf ve temiz bir şekilde düşünmeye teşvik etmektedir. Ama bu sürecin sonunda düşünülen ve bulunan çözümlerin karşıdaki insanla konuşulması ve karşıdaki insanında etkin bir şekilde dinlenilmesi gerekir. Böylelikle anlaşmazlıkların üstesinden sağlıklı bir şekilde gelinmesi mümkün hale gelmektedir.

Görece İyi ve Sağlıklı Bir Evlilikte Neler Vardır?

  • Sorumluluk, disiplin, değişme ve gelişme azmini hiç bırakmamak gerekir.
  • İsteklerinizi ve ihtiyaçlarınızı karşı tarafa anlatma sorumluluğunu üstlenmeniz gerekir.
  • Var olduğumuzu hissetme, evrenle bir bütün olma insanın kendi içinde olan bir şeydir. Bunu keşfedip, sevgiyle harmanlayıp eşimize yansıtmamız gerekir.
  • Ayrı ayrı geçirilen zamanların yanında birlikte geçirilen zamanları da kaliteli değerlendirmek ve bu anları içimizde hissetmemiz gerekir.
  • Çiftlerin birbirlerini yakından tanıması, istek ve arzularını iyi bilmesi ve bunlara değer vermesi gerekmektedir.
  • Anlaşmazlıklar esnasında, eşlerin birbirleri hakkındaki olumlu düşünceleri, güzel anıları bu sürecin sağlıklı atlatılması konusunda yardımcı oyuncu niteliğindedir.
  • Geçmişteki mutlu olaylardan bahsetmek ve eşlerin birbirlerine ilgilerini göstermesi ve dile getirmesi süreci daha güzel kılmaktadır. Kısacası birbirinize güzel sözler söylemekten çekinmemeli ve bunu beden dilinizle de desteklemelisiniz.
  • Eşinizin zor anlarında onun yanında olduğunuzu hissettirin, duygusal desteğinizi sağlayın ve eşinizden yana olun.
  • Eşler arasında empati çok önemli bir kavramdır. İyi veya kötü durumlarda eşinizle empati kurun ve karşıdan talep gelmeden öneride bulunmayın. Yalnızca berrak bir şekilde dinleyin ve yanında olduğunuzu eşinize hissettirin. Kısacası eşinizin akıl hocası değil bedeninde hissettiği zerreler olun.
  • Zihin yalan söyleyebilir fakat beden asla yalan söylemez. Kendinizin ve eşinizin bedenine kulak verin.
  • Diğer insanlara karşı ‘Biz’ olduğunuzu gösterin. Ayrı ayrı ‘Ben’lerden oluşsanız da ‘Biz’ kavramını benimsemeniz düşünce yapınızı olumlu yönde değiştirecektir.

Bu maddelerin sonu yoktur fakat kısaca sağlıklı bir evlilikte çiftlerin karşılıklı saygı, sevgi, empati, taktir ve beğeni içerisinde olması ve birbirlerinin korkularını, başarılarını, çabalarını anlaması ve desteklemesi gerekmektedir.

Tüm bu güzel boyutların yanı sıra olumsuz boyut olarak ‘Şiddet’ kendini bazı ilişkilerde göstermektedir. Irvin Yalom aile içi şiddet görülen çiftleri spesifik bir terapi ve tedavi modeli seçmek adına kategorilemiştir. Şimdi bunlara göz atalım: (*1)

Şiddete Yönelik Terapi ve Tedaviler

Tip 1

  • Erkeğin tepkisi akuttur, sadece eşe yöneliktir, duruma göre tepkiseldir.
  • Erkek genelde sevdiği birini incittiği için suçlu hissedebilir.
  • Kadın öfke yaşayabilir, bu durum tekrarlanırsa gerekirse ayrı yaşayacağını bildirmelidir.
  • Şiddet, erkeğin gelişim aşamalarından biriyle baş edememesinden ya da dış yaşamdaki bir stresle baş edememesinden kaynaklanabilir.

Klinik İzlenimler ve Tedavi

  • Suçluluk duygusuna rağmen şiddet tekrar ederse kadının ayrılmaya kararlı olması sağlanmalıdır. Bu durum erkeğin kendini kontrol etmesini sağlayabilir.
  • Kadın akut anksiyete, reaktif depresyon ve Post Travmatik Stres Bozukluğu yaşayabilir.
  • Kadına kararlı durması gerektiği söylenmeli ve erkeğin şiddetindeki başlatıcıları anlaması ve baş etmesi sağlanmalıdır.

  Tip 2

  • Erkeğin şiddeti kroniktir(süreğendir).
  • Duygusal fırtınalardan kaynaklanabilir.
  • Şiddet eş ile birlikte temel olarak aile üyelerine yöneliktir.
  • Erkeğin şiddeti başlangıçtan beri vardır ve tekrarlayıcıdır. Zamanla psikolojik, cinsel şiddet ve eşya ve evcil hayvanlara yönelik şiddeti de kapsayabilir.
  • Eşini kontrol ve manipüle edeceği birisi olarak görür. Suçluluktan ziyade pişmanlık duyar.
  • Kadın giderek izole hale gelir. Her iki eşte terk edilmekten, yalnız kalmaktan korkar.

Klinik İzlenimler ve Tedavi

  • Bu tip erkeklerin duygu durumu depresiftir ve iç benlik parçalanmasından muzdariptir. Narsisistik ve borderline kişilik bozuklukları yaygındır. Psikoeğitimsel grup tedavisine gidebilirler.
  • Kadınlarsa kronik ve kompleks Post Travmatik Stres Bozukluğu çekerler. Destek grubu ya da bireysel terapiye ek olarak çift terapisinden yararlanabilirler.

Tip 3

  • Erkek, şiddeti göz korkutma ve kontrol etme amacıyla sürekli kullanır. Yani şiddet amaç içindir.
  • Eşe, aile üyelerine ve diğer yabancı kişilere şiddet uygulayabilir.
  • Fiziksel, duygusal, cinsel, sözel veya eşyaya yönelik şiddet söz konusudur.
  • İlişkiler genellikle sadistiktir ve istismar ile karakterizedir.
  • Bu tip ilişkilerde kadının güvenli bir şekilde ilişkiden çekilmeye desteklenmesi gerekir.

Klinik İzlenimler ve Tedavi

  • Kadın için bireysel terapi yaşadıklarının üstesinden gelmesi için yardımcı olabilir.

Tip 4

  • Ciddi ruh sağlığı problemi vardır. Paranoid şizofreni, manik depresif bozukluk, alkol ve madde bağımlılığıyla ilişkili olabilir.
  • Şiddet birden çok kişiye yöneliktir.
  • Şiddet genellikle dürtüseldir. İlişki süreciyle ilgisi yoktur.

Klinik İzlenimler ve Tedavi

  • Bağımlılık ya da var olan tanı ile ilgili tedaviye yönlendirilmelidir.
  • Kadınlar için bireysel ve psikoeğitimsel aile grup tedavileri olabilir.
  • Çift terapisi seyrek görülen karşılıklı şiddet vakalarında ve aşırı sadist erkeklerde önerilmez.

Her ne kadar burada şiddet sadece kadına yönelikmiş gibi görünse de toplumumuzda erkeklere yönelikte çok fazla şiddet eylemi bulunmaktadır. Maalesef ki sadece insana yönelik şiddetle kalmayıp hayvanlara ve cansız varlıklara yönelik şiddet ve istismar eylemleri oldukça fazladır. Bu konuda toplumumuzun ve insanlarımızın doğru tepkiler vermesi ve sessiz kalınmaması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki:

İzin verilen, kabul edilen ve normalmiş gibi varsayılan her durumda bir sonraki davranışı garantilemiş ve şiddeti alenen onaylamış oluruz.


Kaynakça:

  1. Yalom, I.D. (Gen. Ed.), Kessler, H. (Ed.) (2014). Evlilik Terapisi. İstanbul: Prestij
  2. Yıldırım, İ (2016) , Üniversite Öğrencilerinin Eş Seçme Kriterleri, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi 3/27(2016), 15

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu