Psikolojik Rahatsızlıklar

Ruminasyon (Geviş Getirme) Bozukluğu

İnsan beyninin işlevi hala gizemini korumaktadır. Geçmişten günümüze yapılan birçok araştırmaların sonucu olarak oldukça verimli bir yol kat edilse bile hala çözülemeyen birçok nokta vardır. Bu noktalardan birisi de düşünce akışıdır. Düşünce akışı oldukça karmaşık bir yapıdır. Birçok ruhsal hastalıkta düşünce akışı bozulmaktadır. Bu bozulma sonucunda kişi mantık çerçevesinde düşünememektedir. Düşünce bozukluklarından birisi de ruminasyondur. Ruminasyon aynı zamanda negatif düşünce olarak da adlandırılmaktadır. Literatürde ruminasyon ile ilgili henüz yeteri kadar bilgi bulunmamaktadır. Yakın zamanda araştırma konusu olan ruminasyonun yaygınlığı sanılanın aksine oldukça fazladır.

Ruminasyon Nedir?

İnsanlar bir konu hakkında düşünürken genellikle her türlü olasılığı zihinlerinde canlandırmaktadırlar. Saniyeler içerisinde çeşit çeşit düşünce ortaya çıkarken bazı insanlarda düşünce akışı saplantılı hala gelmektedir. Bu insanlar bir düşünceyi saplantı haline getirip sürekli olarak zihinlerinde bu düşünceyi canlandırmaktadırlar. Bu sebeple ruminasyon geviş getirme olarak da anılmaktadır. Zaten adını da geviş getiren hayvanların midesinin bir bölümünün adından almaktadır. Geviş getirme tanımı ruminasyonu oldukça iyi açıklamaktadır. Çünkü ruminasyon bir düşüncenin insan zihninde sürekli olarak geri getirilerek asla yok olmamasıdır. Örneğin bir birey merdivenlerden inerken zihninde sürekli olarak düşme ihtimalini bulunduruyorsa ve bu düşünce o kişinin davranışlarını etkiliyorsa bu durum ruminasyon olarak adlandırılmaktadır. Veya geçmiş zamanda yaşanan bir tartışmada “şunu da söyleseydim” veya “”şöyle yapsaydım” tarzı senaryolar üretiyorsa bu da ruminasyona bir örnektir.

Ruminasyonun Tarihçesi

Ruminasyon çok eski bir tarihe sahip olmamak ile beraber şuan bu konudaki araştırmalar hız kazanmıştır. İlk kez 1960’larda literatüre giren bu kavram OKB ile ilgili araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. OKB’de ruminasyon obsesesyonu yani obsesif düşünceyi tanımlamak amacıyla kullanılmıştır. Daha sonraki yıllarda yapılan post travmatik depresyon çalışmalarında da konrtol edilmesi zor düşünceler ruminasyon olarak adlandırılmıştır.

Ruminatif Düşünce

Her birimizin gündelik hayatta bir konuya takılıp kalabiliyoruz. Sabah ortaya çıkan bir durum gün boyu zihnimizi meşgul edebiliyor. Sürekli olarak o konu hakkında düşünmek insanı daha çok endişe ve strese de yöneltebiliyor. Fakat sağlıklı bir psikolojide bireyler çok önemli bir sorun ile karşı karşıya kalsa bile ortam değişikliklerinde veya farklı uyaranlar karşısında zihnini meşgul eden sorundan uzaklaşabilmektedir. Günlük dilde kullandığımız “kafasını dağıtmak” deyimi tamda bunu ifade etmektedir. Fakat bazı insanlar düşünce içeriği diğer insanlardan farklıdır. Bu insanların düşünceleri ruminatif düşüncedir. Bu sebeple bir fikre veya soruna takılı kalırlar.

Yaşanılan olayın üzerinden ne kadar zamanın geçmiş olmasının hiçbir önemi yoktur. Birey sabah olan bir sorunu da kafaya takabilir, yıllar önce yaşanmış ve hallolmuş bir soruna da kafaya takabilir. Örneğin yetişkin bir birey ergenlik döneminde yaşadığı bir tartışma hakkında düşünebilir. “Keşke şunu da söyleseydim” gibi alternatif cevaplar üretirken bunun yanı sıra kendi benliğini korumak amacıyla karşıdaki kişiyi suçlu olarak adlandırabilmektedir. Bu ruminatif düşünceler bireyin tüm yaşantısı etkileyeceği için hem stresini artırır hem de benliğer zarar vermektedir. Bu sebeple de çok yorucu bir etkendir. Hatta uç boyutlarda birey sürekli olarak ruminatif düşünce ile vakit harcadığında gerçeklikten kopma noktasına gelebilir. Öyle ki kendi kafasında oluşturduğu bir iç dünyası meydana gelebilmektedir.

Ruminasyon: Savunma mekanizması

Ruminasyon temelinde bir savunma mekanizmasıdır. Kişinin kendi benliğini dış uyaranlara korumaya çalışması sonucu düşünce içeriğinin bozulmasıdır. Kişi bir olay karşısında istediği tepkileri vermediğinde veya veremediğinde zihninde onu üstün kılacak şekilde farklı düşünceler oluşturmasıdır. Bu sebeple benliğinin zarar görmesini engellemeye çalışmaktadır. Örneğin zihninde sürekli olarak kendisini yüksek maaş olan ve statü sahibi biri olarak hayal etme çoğu insanda bulunur. Fakat ruminasyon bozukluğu olan birey her yaptığı iş sırasında bunu düşünmektedir. Bu sebeple de stres ve kaygı seviyeleri normalden daha yüksek olabilmektedir. Bu durum kadınlarda erkeklere oranla daha yüksektir.

Ruminasyon çoğunlukla OKB ile de ilişkilendirilmektedir. OKB içeriğinde bulunan obsesyon da tekrarlayıcı ve üstesinden gelmesi zor düşünceleri tanımlamaktadır. Bu iki tanımda benzer düşünce biçimini tanımlamaktadır. Obsesyonda birey sürekli olarak bir şeyleri yanlış yaptığı düşüncesine sahip olabilmektedir. Örneğin “ütünün fişini çektim?” veya “kapıyı kilitledim mi?” soruları yaygın obsesyonlardır. Ruminasyon bozuklukta ise kişi sürekli olarak bir ihtimali göz önünde bulundurmaktadır. Örneğin “merdivenden inerken düşeceğim” veya “yolun karşısına geçerken araba çarpacak”  gibi düşünceler normalin üstünde takıntı şeklinde bireyin zihninde dönüp durmaktadır. Bunun yanı sıra birey benliği yüceltmek içinde ruminatif düşünceler sahip olabilmektedir. Örneğin bir ödül töreni sırasında ödül alanın yerine kendisini koyarak sahnede kendisini hayal edebilir. Bir başarıyı kendisi başarmış gibi hayal etmek kısa süreli olarak ödül gibi görülse de uzun zaman bu şeklide düşünceye sahip olmak gerçeklikten kopmaya neden olabilmektedir. Birey gerçek dünyadan koparak kendi zihninde ayrı bir dünya oluşturur. Bu gibi durumlarda ruminatif düşüncelerin ortadan kaldırılması büyük bir önem taşımaktadır.

Neden Hep Ben? Neden Hep Benim Başıma Geliyor?

Ruminasyon bozukluğu olan birey sürekli olarak olumsuz olayların kendi başına geldiğini sorgular. Hep kötü olayların onu bulduğunu ve eğer bu olaylar olmasaydı hayatının daha iyi olacağını düşünmektedir. Örneğin işten kovulan bir birey bu tarz olumsuz olayların hep onu bulduğunu düşünür ve eğer kovulmasaydı çok başarılı bir iş adamı olacağını düşünür. Bu tarz ruminatif düşünceler bireyin nerede yanlış yaptığına dair bir iç görü yapmasına engel olur. Başına gelenleri onun yaptıklarını karşılığı olarak değil de kötü şans olarak değerlendirmektedir. Kendi kendine “neden her hep benim başıma bu olaylar geliyor?” diye sorgulamaktadır. bu düşünceler çok sıradan bir konu hakkında olduğu gibi boşanma ve akademik başarısızlık gibi ciddi konular ile ilgili de olabilmektedir.

Ruminasyonun Tedavisi

Bu konuda yapılacak ilk adım bireyin ruminatif düşünceye sahip olup olmadığını fark edebilmesidir. Birey iç görüş tekniği ile düşünce yapılarını inceleyerek sürekli olarak olumsuz düşünceleri tekrar ettiğini fark ettiğinde ise kendisini bu döngüden çıkarmaya çalışmalıdır. Öncelikle bireyin kendi iç sesini dinlemesi çoğu zaman avantaj olsa da sürekli olarak iç ses ile konuşmak bireyi dış dünyadan kopmasına neden olmaktadır. Bu sebeple birey zihnini meşgul edecek hobiler ile vakit geçirebilir. Ayrıca sürekli olarak kendi sesini dinlemek yerine sosyal ortamlara girerek diğer insanlar ile vakit geçirebilir.

Bunların yanı sıra bir sorunu sürekli olarak düşünmek yerine soruna çözüm arayabilir. Soruna çözüm bulmak hem olumsuz durumun ortadan kalkmasını sağlayacak hem de bireyin stres ve kaygı seviyesini düşürecektir. Ayrıca bireyin bu tarz düşünceleri kontrol altında tutabilmesi için farmakoterapi de kullanılabilmektedir.


Kaynaklar:

  1. Bugay, A. ve Erdur-Baker, Ö. (2014). Ruminasyon Düzeyinin Toplumsal Cinsiyet ve Yaşa Göre İncelenmesi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi4(36), 191-199.
  2. https://www.aligok.com.tr/ruminasyon-negatif-dusunce-ruminatif-kisilik/
  3. http://www.sabriburhanoglu.com/ruminasyon-rumination-kavrami-nedir
  4. Resim Gerd Altmann tarafından Pixabay‘a yüklendi

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu