Filmlerle Psikoloji

Kemiklerine Kadar: Yemeyi Reddetmek (Film Analizi)

Orijinal ismiyle To the Bone, 2017 ABD yapımı ve dram kategorisindeki bir filmdir. Yönetmenliğini ve senaristiliğini Marti Noxon üstlenmiştir.

Özet: Bir hastane koridorunda kamera tarafından yavaşça netleştirilen iki kişi belirir. Bu sahne ile başlayan film ortalara doğru Ellen’ın bir yatılı evde kalmasıyla devam eder. Filmin başında bir uyarı bulunmaktadır. Yeme bozukluklarıyla mücadele eden kişiler tarafından oluşturulduğu ve bazı kişilerin izlerken zorlanabileceği belirtilmiştir. Hastalığı yaşayanlar hakkında abartılı değil, gerçekçi kareler yansıtmak amaçlanmıştır.

Karakterler

Ellen: Anoreksiya Nervoza hastasıdır. Tumblr’da çizimler yapan yetenekli biridir. Ancak bir kız onun paylaştıklarından dolayı intihar etmiştir.

Kelly: Ellen’ın kız kardeşidir. Ellen’ın bu hastalığından yorulmuştur.

Susan: Üvey annesi, konuşmayı çok sever. Ellen ile ilgilidir.

Ellen’ın babası: Genellikle yoğun işlerinden dolayı Ellen ile ilgilenmemektedir. Aile terapisine de bu nedenle gelmemiştir. Eşi ile boşanmış ve evi terk etmiştir. Daha sonra Susan ile evlenmiştir.

Luke: Yatılı evdeki özgüvenli ve yeme konusunda daha girişken olan bir erkektir. Aynı zamanda Ellen’dan hoşlanmaktadır.

Dr. Beckham: Filmin ortalarından sonlara doğru Ellen’la ilgilenen doktordur. İdealist ve hastasının iyileşmesi için çabalayan biridir.

Analiz

DSM-5’de Anoreksiya Nervoza

Yeme bozuklukları kısmında A maddesindeki ilk üç özellik, filmdeki karakterle uyuşmaktadır.

1- Yaşına ve gelişimsel özelliklerine bakıldığında az kalori almaktadır. Bu konuda kendisine karşı bir sınırlaması vardır.

2- Kilo alma korkusu ve kilo almayı zorlaştıran davranışlara sahiptir.

3- Vücut ağırlığı ya da biçimini algılamada bozukluğa sahiptir.

Ellen 20 yaşındadır. Neredeyse her yiyeceğin hatta tıbbi olarak takılan tüpteki damlacıkların kalorisini bile bilmektedir. Dolayısıyla yediği ufak yiyeceğin de hesabını yapıp onu nasıl yakacağını düşünmektedir. Kilosu gittikçe azalmaktadır. Öyle ki kollarında tüyler çıkmaya başlamıştır. “Bedeni yeni kıl üreterek onu sıcak tutmaya çalışmaktadır.” Sürekli mekik çekmektedir (omurgasındaki kemikler ezilmiştir). Bu davranışları onun kilo almasına engel olmaktadır. Kilo almaya dair korkuları vardır. Eğer yemek yerse sanki “dünya parçalanacak”mış gibi olur. Antidepresanlarını kilo yapar diye tuvalete atmaktadır.

Neden yemek yemediği ya da neden böyle yaptığı sorulduğunda genelde cevap verememektedir. Bilmediğini söylemektedir.

Ellen’a yatılı evde kaldığı arkadaşı şöyle söylemektedir:

Kolunun gümüş bir dolardan daha geniş olmamasını garantiye alman…

Üstteki alıntıdan yola çıkarak Ellen’ın vücut imgesine karşı algısını anlayabiliriz.

Bir detay daha bahsedilmeye değerdir. Yatılı evde “işkence odası”ndan bahsedilmektedir. Bu oda aslında yemek odasıdır. Burdan yola çıkarak Anoreksiya Nervoza hastalarının yemek yemeye dair ne derece korkulara sahip oldukları anlaşılabilir.

Nedenler ve Diğer Detaylar

Ellen işlevsiz bir aileye sahiptir. Babası sürekli işlerini bahane ederek onunla ilgilenmemiştir. Annesi de ilgilenmediğini belirtmiştir. Annesi eşinden ayrılarak eşcinsel bir evlilik gerçekleştirmiştir. Daha çok üvey annesinin onla ilgilendiği görülmektedir. Üvey annesi, Ellen’ın annesini bu olanlardan suçlu tutmaktadır.

Aile terapisinde ailedeki tartışmalardan dolayı Ellen şöyle demektedir:

Bir insan olmadığım için özür dilerim. Ben bir sorun’um.

Ellen — To the Bone

Bu sözüyle çevresinin ondan şikayetinden ve ailesindeki çatışmalardan ve problemlerden ne kadar yorulduğunu dile getirmiştir. Kelly’nin arkadaşları Ellen’ı bir “ucube” olarak tanımlamaktadır. Yani sosyal olarak dışlanmaktadır. Bu da Ellen’ın temsil ettiği Anoreksiya Nervoza hastalarının karşılaştığı bir başka durumdur.

“Her Şey Kontrolüm Altında”

Bir sahnede kardeşi Kelly ile konuşurken her şeyin onun kontrolü altında olduğunu söylemiştir. Aslında bakıldığında obsesif veya mükkemmeliyetçi bir duruma işaret edebilir. Ellen yememek için çok ısrarcıdır. Öyle ki hoşlandığı kişiyle yemeğe çıktığında bile yemekleri çiğnemiştir ama geri çıkarmıştır. Yemek teklifini de kalori yakmak için hızlı tempolü yürüyüş için kabul etmiştir. Bu şekilde kalori almaktan kaçınmıştır. Bedeni üzerinde böylelikle kontrol kurmaya çalışmıştır. Burada analitik yorumlar da yapılabilir. Detaylı okuma için ilgili içeriğimiz: Bir Yok Olma Düzlemi Anoreksiya Nervoza. Belki de geçmişinde yaşadıkları, çocukluk öyküsüne veya inançlarına karşı şimdi kontrol edebildiği tek şey: yemek almak veya reddetmektir.

Yeni İsmi: Eli

Doktor Beckham ile anlaşarak yeni isminin Eli olduğuna karar verir. Eski ismini kabul etmemeye başlar. Ellen isminin ona yakışmadığını söylemektedir. Bu konu üzerinde de düşünülebilir: ismin reddi. Bu durum bir Anoreksiya Nervoza hastası için ne anlama geliyor olabilir?

Okuyucumuzun yorumu:

Kanaatimce Ellen’ın ismi, hayatında değiştirebileceği ve kontrol edebileceği bir unsur olarak ele alınabilir. Dr. Beckham’ın isim değiştirme önerisi, yapılan aile terapisinden sonra gündeme gelmişti. Aile yaşantısında onun kontrolü dışında gerçekleşen birtakım olayların yanında kendi seçebildiği bir isim büyük bir anlam ifade edebilir.

Doktoruyla Bir Diyalog

Doktor: En son ne zaman adet gördün?

Ellen: Sanırım…

Doktor: Uzun zaman önce

Ellen: O kadar da sağlıksız hissetmiyorum, anlıyor musunuz? Zayıf olmanın daha iyi olduğunu söylemiyorlar mı? Normallerden daha uzun yaşacağım.

Görüldüğü üzere bilişsel olarak da çarpıtmalara sahiptir. Hastalığın onun ölüme götüreceği gerçeğine karşı uzun bir yaşamdan bahsediyor. Popüler kültürün dayattığı beden algısının etkilerini de görmekteyiz.

Aynı zamanda kişi cinsel olarak olgunlaşmaktan da yemeği reddederek kaçınıyor olabilir. Üstteki başlıklarda belirtildiği gibi “kontrol etme” hastanın sıklıkla kullandığı bir şeydir. Bunu ise yemek yiyip yememekle yapmaktadır.

Annesiyle Bağı

Filmin sonlarına doğru annesi bir itirafta bulunmuştur. Ellen bebekken, annesi ona yeteri kadar ilgi göstermemiştir. Bu durum annesiyle oluşturduğu bağdaki kopukluklara işaret etmektedir. Annesi bir tavsiye üzerine biberonla onu beslemiştir (Anne ile olan bağın da ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz).

Anne, besle beni.

Ellen — To the Bone

O gece annesinin onu beslemesiyle aldığı kaloriyi yakmak için yürüyüşe çıkar. Görüldüğü üzere annesinin/kendisinin çabası ve zorluklara rağmen bu durumdan kopmak çok zordur. Sabaha karşı gördüğü bir rüya üzerine (kendisini ölü görmüştür) üvey annesinin evine giderek iyileşmek için yatılı eve tekrar gitmek istediğini söylemiştir. Yatılı evin kapısından girişiyle birlikte film sonlanmıştır. Mutlu son olarak hasta iyileşmiştir diyemeyiz. Belki de bu sonla birlikte izleyiciye, hastalığı yenmenin zorlukları aktarılmak istenmiştir.

Özne kendini ölüme terk ederek anne imagosunu tekrar bulmaya çalışır. 

Lacan

DSM-5 için kaynak: Prof. Dr. Ertuğrul KÖROĞLU tarafından kaleme alınan Kolay DSM-5 kitabıdır. HYB Basım Yayım. Sayfa 47.


Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

3 Yorum

  1. Yelda dedi ki:

    Kanaatimce Ellen’ın ismi, hayatında değiştirebileceği ve kontrol edebileceği bir unsur olarak ele alınabilir. Dr. Beckham’ın isim değiştirme önerisi, yapılan aile terapisinden sonra gündeme gelmişti. Aile yaşantısında onun kontrolü dışında gerçekleşen birtakım olayların yanında kendi seçebildiği bir isim büyük bir anlam ifade edebilir.

    1. Ahmet Kılgi dedi ki:

      Cevabınızı yazıya ekliyorum, zihninize sağlık. Ellen sürekli kontrolün onun elinde olduğunu belirtiyordu. Yeni ismini kullanmayanlara da kızıyordu. İsmiyle belki de geçmişi reddetme ve yeni bir başlangıç için yeni bir isme geçme; Ellen’a kontrol benim elimde hissi vermiş olabilir.

      1. Yelda dedi ki:

        Evet, ifade etmeye çalıştığım şey tam olarak buydu. Teşekkür ederim. Keyifli bir okumaydı. Bir sonraki yazılarınızı merakla bekliyor olacağım.

Başa dön tuşu