Bilişsel Psikoloji

Heyecan Nedir? Bilişsel Açıklaması ve Duygularımız

Her gün farklı olaylarla karşılaşır, farklı duygular yaşarız. Yaşadığımız olaylar karşısında, olayların çeşitli özelliklerine göre, farklı heyecanlar hissederiz. Örneğin; kafede siparişimiz geç geldiğinde sinirlenir/öfkeleniriz, doğum günümüzde aldığımız hediyeler bizi sevindirir ya da birisine aşık olduğumuzda kendimizi çok mutlu hissedebiliriz. Yaşanan bu farklı heyecanlar, duygu dediğimiz deneyimlere yol açar. Duygu, hissedilen heyecanın hangi türden (kızgınlık, neşe, korku, utanma) olduğunun bilinçli olarak ayırt edilmesidir. Dünya, insanlara bazen çok tozpembe görünürken bazen de çok karanlık gelebilir. Bizi biz yapan ve duygularımızı yaşamamızda etken olan şey heyecanlardır. Mesela susadığımızda su içmek ya da acıktığımızda bir şeyler yemek heyecansal açıdan iyi hissetmeyi sağladığı için pekiştireç değeri de yüksektir (1*).

Heyecan ve İşlevleri

Heyecan, belirli dış ve iç uyarıcıların, çok kısa bir sürede insanda fizyolojik canlanma ve gerilim yaratan, insanı psikolojik olarak etkileyen bir durumdur. Zihinsel olarak “bir şeyi” hayal etmek bile, heyecan hissi oluşturabilir. Heyecanın insanda yarattığı etki kısa sürelidir. Heyecan, geçicidir ve insanların harekete geçme olasılığını arttırır (2*). Heyecanlar insanın yaşam kalitesini arttırır ve hayattaki önceliklerimizi belirlememizde bizlere yardımcı olur(1*). Her insanda aynı oranda heyecan görülmez (3*). Heyecanların açlık, susuzluk, cinsellik gibi biyolojik dürtülerden çok daha güçlü olduğunu söyleyen ilk bilimci Tomkins’dir (akt. Mandler, 1984). Heyecan duygusu aslında zihinseldir fakat tüm vücudu etkiler (2*). Heyecanlar, o anın şartlarına bağlı olarak dikkatimizi neyin üzerinde toplayacağımızı da belirler. Örneğin, ani bir deprem olurken biz bu sırada hala film seyretmeye devam edemeyiz ve dikkatimizi yeni ortaya çıkan uyarana veririz.

Heyecanlar bize ani karar vermemizi sağlar fakat bu durum bazen hayatımızı kurtarabildiği gibi bazen de kötü sonuçlara yol açabilir. Örneğin; yolda üzerimize hızla gelen taşıtı gördüğümüzde durup düşünmek yerine hızlıca oradan uzaklaşmamızı sağlayan heyecanın yarattığı etkidir. Fakat çok mutlu olduğumuz zamanlarda birilerine yapamayacağımız sözler vermek de kötü sonuçların doğmasına sebep olabilir.

LeDoux için heyecanlar; beynin, herhangi bir uyaranın organizma için ne gibi bir değeri olduğunu anlamasını sağlayan süreçtir.

Empati, başka insanların duygularını ve neler hissettiğini anlamaktır ve beyindeki heyecan sisteminin normal çalıştığı hallerde gelişir.

Heyecanın İnsanda Yarattığı Etkiler:

  • Düşünme hızında yavaşlama
  • Kalbin hızlı ya da yavaş atması
  • Nefesin kesilmesi
  • Terleme
  • Titreme-ürperme
  • Tükürük salgılamasının yavaşlaması
  • Gözbebeklerinin büyümesi
  • Deri ısısının değişmesi (5*)

Heyecanlanan bir kişide en açık gözlemlenebilen durum, beden diline ve yüze yansıyan ifadelerdir. Bunlara ek olarak, ses tonu da heyecanın dışa yansıyan bir göstergesidir.

Çok fazla heyecanlanmak insanlarda psikolojik sorunlara (sosyal fobi, panik atak, dikkat eksikliği vb.) yol açabilmektedir. Bu sebepten dolayı, heyecanın kontrol altında tutulması, kaygının azaltılması önemlidir ve bunun için nefes egzersizleri yapılabilir. Eğer durum ciddi bir şekilde insanın hayatını etkiliyor ve hata yapmasına sebep oluyorsa ruh sağlığı alanındaki uzmanlarından yardım alınması gerekir.

Her heyecanlı kişi panik atak değildir!

Heyecanın Türleri Nelerdir?

Heyecanlar, temel (birincil) ve ikincil olarak ikiye ayrılır. Birincil heyecanlarda kızgınlık, iğrenme, korku, neşe, üzüntü, sevgi, nefret, şaşkınlık gibi duygular yer alır. İkincil heyecanlar ise utanç, gurur, kıskançlık ve kaygı gibi büyük ölçüde sosyal çevre ve öğrenmeyle kazanılmış duygulardır. İkincil heyecanlarda beynin frontal alanlarının rolü büyüktür (1*).

Heyecanlar ayrıca, olumlu ve olumsuz duygulara sebep olması bakımından da ikiye ayrılabilir. Eğer kişi uyaranlara veya durumlara yaklaşma tepkisi gösteriyorsa olumlu heyecan, uyaranlardan veya durumlardan kaçma-korunma tepkisi (sempatik sistem) gösteriyorsa olumsuz heyecan hissediyor demektir. Bazı durumlarda aynı anda hem olumlu hem de olumsuz heyecan yaşamak mümkündür.

Heyecan ve Beyin

Heyecana bağlı olarak, beynin nöral faaliyeti değişir ve salgı bezlerinden hormonlar salgılanır. Böylece bedensel değişiklikler gözlenir. Beynin limbik sistem ve frontal bölgelerinde, heyecanları işlemekten sorumlu nöronlar vardır. Otonom sinir sisteminin sempatik ve parasempatik bölümleri organizmanın bilinç dışı faaliyetlerini sürdürür. Bu faaliyetlere, heyecanlanma anındaki değişiklikler de dahildir (1*).

Heyecan yaşamada, limbik sistem özellikle amigdala yapısı etkilidir. Bu bölge, başta korku olmak üzere endişe, öfke gibi duyguların denetiminden sorumludur. Amigdala, sosyal iletişim açısından da önemlidir. Sosyal uyaranların heyecansal değerini ölçer ve empati yapmayı sağlar. Amigdalanın mutlu yüz ifadelerini, özellikle korku ve tehlike belirten ifadeleri tanımakta, tehlike oluşturan duygusal durumların değerlendirilmesinde ve mutlu/üzücü olaylara duygu katılması konusunda önemli olduğu belirtilmektedir (Plotnik, 2009). Limbik sistem, beynin en yaşlı bölümüdür ve genelde içerdiği yapılar korku duyusuyla bağlantılı olduğundan, “korku beyni” olarak da bilinir (1*). Limbik sistem yapıları, birçok canlıda benzerdir. Örneğin, insanlar farklı kültürlerde ve sosyal çevrelerde yaşasa da mutluluk veya üzüntülerini, benzer fizyolojik değişiklikler ve benzer beden dilleri-yüz ifadeleriyle sergilerler. Prefrontal alan ve insula gibi yapılar ise, limbik sistem dışında olan ama heyecan işlemeye katkısı olan beyin bölgeleridir.


Yararlanılan Kaynaklar:

  1. Psikolojiye Giriş, Coşkun & Özabacı, İstanbul, 2017, Lisans Yayıncılık
  2. https://blog.hubspot.com/marketing/psychology-of-excitement
  3. https://www.psikolojik.gen.tr/heyecan.html
  4. Davranışın Nörofizyolojik Temelleri, Prof. Dr. K. Uzuner, 2018
  5. http://www.antalyaozelegitim.com/blog/psikolojik-degerlendirme-ve-danisma/heyecan.html

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu