Röportajlar

Röportaj: Emniyet Genel Müdürlüğünde Psikolog Olmak

Başlamadan önce bizi kırmayıp sorularımızı cevaplayan Psikolog Erman İmamoğlu’na teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bu röportajın KPSS’ye hazırlanan ve atama bekleyen psikologların zihnindeki sorulara ışık tutacağına inanıyoruz.

Röportaj

EGM Rehberlik ve Psikolojik Danışma Büro Amirliği — Psikolog Erman İmamoğlu

Soruları Hazırlayan: Psikolog Ahmet Kılgi

1- Kendinizden ve eğitiminizden bahsedebilir misiniz?

Üniversiteye giriş sürecim biraz karmaşık. Bazı okullara girip bıraktım. Bence öğrencilerin ne yapmak istediğini gördükleri belirliyor. Öğrencilerin okul&iş hayatında nelerle karşılaşabileceğine yönelik günübirlik olmayan tanıtımların etkisi büyük. Neyse ki şimdi YouTube var. Burası gibi başka platformlar var ve öğrenciler yolun sonunun nereye çıkacağına yönelik detaylı bilgiler alabiliyor.

Üniversite sınavı puanım geldiğinde ailem ve yakın çevrem beni hukuka yönlendirdi ve hukuk fakültesine girdim. 1 senelik İngilizce Hazırlık senesinden sonra hukukçu olmaya ısınamadığım ve yurt dışında da çalışmak istediğim için aynı zamanda kişisel olarak da ilgili olduğum için psikolojiye geçmeye karar verdim ve böylelikle İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’ne geçtim.

İnsan davranışının arkasında yatan nedenleri merak ediyordum. Satın alacağımız ürünlere nasıl karar verdiğimiz, hangi insanları sevdiğimiz — sevmediğimiz ve bu konudaki tutumumuzu nasıl belirlediğimiz, kimlere güvendiğimiz, bir olayı yorumlama şeklimiz, çeşitli uyaranların bizde nasıl etkiler uyandırdığı, toplum içinde bulunan birey davranışının altında yatan şeylere yönelik merak beni psikolojiye yöneltmişti. Deneylere, araştırmalara ilgiliyim. Asch, Yaz Kampı, Harlow deneyleri, biyogerildirim çalışmaları, tarla-dağ fareleri ile ilgili yapılan sadakat araştırması gibi çalışmalar ilgimi çeken çalışmalar.

İstanbul Üniversitesi’nde geçirdiğim 4 yıl boyunca iyi ve kötü deneyimler yaşadım. Derslerinin tamamında yüksek skorlar alan birisi olmamakla beraber, ilgilendiğim anlam bulduğum alanlara iyi çalışan birisiydim. Bunlardan birisi de sosyal psikolojiydi. Burada tecavüz ve Suriyeli Göçmenler hakkında olmak üzere 2 ayrı araştırmayı arkadaşlarımla yürüttük. Üniversitede aldığım adli psikoloji, kriminal psikoloji, çocuk ve ergen suçluluğu, çocuk istismarı gibi dersler de yoğun ilgi duyduğum alanlardı.

Mevcutta sadece lisans mezunuyum ama edindiğim tecrübeyle beraber ileride yüksek lisansa başlama ihtimalim ve alacağım çeşitli ek eğitimlerle beraber bilgimi artırmayı, yabancı bir dilde online görüşmeler yapabilecek şekilde akıcı konuşabilmeyi amaçlıyorum.

2- Sınava hazırlık sürecinizi göz önünde bulundurarak KPSS’ye hazırlanan psikologlara tavsiyeler verebilir misiniz?

Ben sınava daha çok YGS&LYS’ye yaptığım hazırlıkla girdim. KPSS’ye yönelik hiçbir çalışmam olmadı. ÖSYM sınavlarındaki matematik sorularını yapabiliyorsanız kalan kısımlar pek halledilemez olmuyor. Ben de üniversite sınavındaki performansıma güvenerek KPSS’ye hiç çalışmadan girdim. Ama genel kültür kısmındaki soruları YGS tarih soruları gibi olur sanıyordum. Birkaç arkadaşım bilgi sorduklarını söylemiş olsalar da pek umursamadım. Belki 8-10 tane bilgi sorusu gelir ama kalanı yorum sorusudur diye düşündüm. Öyle değilmiş. Bunu sınav anında soruları cevaplayamadığımı görünce anladım. Üzücü oldu tabi ben de 80’in altında almamın bir anlamı olmadığını bildiğimden cevabı bilmesem de şansımı denedim ve çoğu soruda cevabı tam olarak bilmesem de işaretledim. P3 puanım 81.07 idi. Bu konuda çok örnek alınası biri değilim. Matematikteki bilgimin beni kurtardığını düşünüyorum. Tavsiyem matematikle ilgili sorunları yoksa Tarih, Coğrafya, Genel Kültür gibi alanlarda ders çalışmaları gerektiğidir. Bunun da bir taktiği yok. Oturup okumak lazım. Bence bu hayatta karşımıza çıkan, çıkacak en kolay sınav ÖSYM sınavları. Getirileri de çok güzel. Sınavın getirilerine bakınca KPSS’ye hak ettiği ilginin gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum.

3- Sınav sonrası atanma süreciniz (atama haberlerini takip etmek, tercihlerin nasıl yapıldığı, mülakata hazırlık vs.) nasıl geçti, buradan yola çıkarak bu aşamada olanlara hangi önerilerde bulunabilirsiniz?

Tüm kamu ilanları için şuraya bakılabilir. https://kamuilan.ailevecalisma.gov.tr/

EGM’de il tercihleri önden alındı. Kazandığımızda ayrıca bir süreç yaşamadık direkt illere yerleştirildik. Başvuru anında 10 il tercih ettik. Ayrıca tercih anında “Tercihlerim dışındaki bir ile atanmayı kabul ediyorum” seçeneği de mevcuttu.

Mülakata hazırlık aslında belli bir sınırı olan bir şey değil. Benim yaptığım genel olarak benden beklenebilecek şeyleri kendimce tespit edip mülakat anında bunlardan bahsetmek oldu. Bazı araştırmalarım vardı. Yukarıda da bahsettiğim gibi çalışmalarımın alt yapısında insanların ihtiyaçlarına yönelik olması yatıyor. EGM’de bir psikologtan neler bekleniyor olabilir diye düşündüm ve bu yönde araştırmalar yapıp işe alındığım takdirde neler yapacağımı dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. İnsan ister istemez stres oluyor. Ama sanırım sahte durmamak lazım. Gerçekten inandığınız, olması gerektiğini düşündüğünüz şeyler yapmış olmalısınız ve bu şeylerin işinizle bağlantısının olması gerekiyor. Mülakat anını ben beyaz bir tuvale benzetiyorum diyebilirim. Elinizde boyalar var nasıl bir resim çizeceğiniz tamamen size kalmış. Aynı şekilde resmin beğenilmesiyle ilgili takdir de mülakat heyetine.

4- Çalıştığınız kurumda psikolog olarak görevleriniz nelerdir?

Ben Çocuk Şube Müdürlüğü’nde görevliydim sonradan ihtiyaç sebebiyle RPDBA’ya geçtim. Şimdi ikiz görevlendirmem var. Aslen RPDBA’ya bağlıyım ama ihtiyaç olursa Çocuk Şube Müdürlüğü’ne gidiyorum.

Çocuk Şube Müdürlüğü’ndeyken çocuklarla daha sık ilgileniyordum. Şu anda sadece savcı ifadesi psikolog eşliğinde alınsın derse o zaman ben gidip ön görüşme yapıyorum. Sonrasında çocuğun resmi ifadesini vermesi adına ifade odasına geçiyoruz.

Gerekli görürsem Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nce incelenmesi adına Sosyal İnceleme Raporu hazırlayabiliyorum.

Konuşmaya hazır olmayan çocuklar olabiliyor. Küçük yaşta oldukları için veri almanın zor olduğu çocuklar olabiliyor. Kendimi tanıtıyorum ve çocuğun problemleri hakkında bilgi almak adına onun diline uygun bir şekilde iletişim kuruyorum. Onu, ifade vereceği âna psikolojik olarak hazırlamaya çalışıyorum. Çünkü genellikle bir mağduriyette elimizdeki tek veri çocuğun ifadeleri oluyor. Eğer mağduriyet internet üzerinden yaşanmışsa konuşma kayıtları da kanıt olabiliyor. İfade anında ben odada bulunsam da çok müdahalede bulunmuyorum. Polis arkadaşlar genelde yetkin tecrübeli insanlar. Kendilerine güveniyorum. Çocuğun ifadesi eğer çelişkiye kayarsa hafif müdahaleler yapabiliyorum. Burada yaptığım müdahale “Sanki az önce konuştuğumuzda başka bir şey söylemiştin?” ekseninde oluyor. Çocuğun çelişkili ifadesi hakkında yeniden düşünmesi ve son kararını vermesi için ona fırsat tanıyorum.

Eğer anlatırsa ifadesini zenginleştireceğine inandığım, ön görüşmede bana söylediği ama ifade anında hatırlamadığı ya da utandığı için söylemekten imtina ettiği şeylerle ilgili ufak müdahaleler yapabiliyorum. Eğer odada bana mahrem bir bilgi vermişse bunu ifade odasında ifade etmem. Ama çocuğa “Az önce görüşürken bu konuyla ilgili birkaç şeyden bahsetmiştin. Onlardan bahsetmek ister misin?” gibi onu detay vermeye davet eden cümlelerle rahatlatmaya çalışıyorum. Burada şunu belirtmem gerekir. Çocuk Şube Müdürlüğü doğrultusunda dahil olduğumuz kısım terapi yapmak değil. Esas amacımız çocuğun adli işlemin yapılabilmesi için sözel malzeme vermesini sağlamak. Bunu da etik sınırlar içinde ve zaten yaralanmış zaten üzgün belki de hayata karşı biraz küskün çocuğa kendisini olabilecek en iyi şekilde hissettirerek sağlamaya çalışmak. Olayla alakalı polise ve adalet görevlilerine ne kadar bilgi verirse o kadar faydalı denebilir.

Çocuğun ifadesine güvenilip güvenilmeyeceği ile ilgili hep bir şüphe içinde oluyoruz. Bu konuda benim kullandığım bir analiz yöntemi var. Bu analize göre çocuğun ifadesinin güvenilirliğini ölçüyorum ve ifade tutanağının altına bu konudaki yorumumu yazıyorum. Çocukların çocuksu beklentilerle, başka amaçlara ulaşmak için bilinçli olarak yanlış beyanlarda bulunabildikleri oluyor.

RPDBA iş yoğunluğunun daha fazla olduğu bir birim. Psikoloğun doğrudan danışan gördüğü klinik düzeyde çalıştığınız bir yer. Bunun dışında anket hazırlamak, uygulamak ve anket sonuçları doğrultusunda rapor hazırlamak, kurum içi eğitimleri hazırlamak ve sunmak, İç İşleri Bakanlığı’nın talebi ile ildeki her personel ile senede en az 1 kez görüşme yapmak ve bu görüşmeler doğrultusunda yapılması gerekenleri yapmak, burada belirtmek istemeyeceğim bazı önemli şeyler yapmak diyebilirim.

Zorunlu görüşmelerde bazı personellerin görüşmeye yönelik ihtiyaçları olduğuna kanaat getirirsek o personel için randevu oluşturarak görüşmelere devam ediyorum.

İhtiyaç birim amiri tarafından tespit edilirse birim amirinin isteği ile personel RPDBA’ya sevk edilebiliyor. Bu şekilde de görüşebiliyoruz.

Personel, personel eşi ve çocuk(lar) bizim görüşebileceğimiz kişiler arasında yer alıyor. Eğer talep gelirse personelin aile üyeleri ile de görüşmeler sağlayabiliyoruz.

5- Çalıştığınız kurumda bir psikolog olarak iş tatmini ve mesleki gelişim konusundaki yorumlarınızı alabilir miyiz? (Avantajlar/Dezavantajlar, Özel Sektörle kıyaslamak vs.)

Özel sektörde hiç çalışmadım. Çalışmayı da düşünmedim. Bu sebeple kıyaslama yapamıyorum. Benim istediğim alanlar hep devlette yer alıyordu. Sert konuları seviyorum.

Özel sektörle çalışma saatleri ve gelir düzeyi konusunda karşılaştırabilirim. Sigortanız tam yatıyor. 8 — 5 çalışıyorsunuz, geliriniz asgari ücret değil. EGM personelleri kadrolu oluyor. Bunun da verdiği bir memnuniyet var. Bunlar bildiğiniz şeyler.

Çalıştığım kurum sebebiyle gece de işe gidebiliyorum. Eğer savcı, bir vakada psikolog görüşü istemişse ifade öncesinde ve ifade anında orada bulunmam gerekiyor. Bununla ilgili bir saat sınırlaması yok.

Mesleki gelişim olarak daha önceden konuştuğum bir emniyet psikoloğu bana kurum içinde son yıllarda yapılmasa da MMPI gibi eğitimlerin verildiğini söylemişti. Herhalde COVİD-19 yüzünden bu tür eğitimleri bir süre daha göremeyiz diye düşünüyorum.

Danışan görme açısından zengin bir yer. Çalıştığım süre boyunca kendimi ciddi anlamda geliştirdiğimi düşünüyorum. Mesleki tatmin açısından memnuniyetim yüksek. Emniyet hareketli bir kurum. Pek çok kişinin sırları sizde. Önemli bir iş yapıyorsunuz. Kendisini geliştirmek isteyen bir psikolog olarak yeterince olanağa sahip olduğumu düşünüyorum.

6- Çalıştığınız kurumda 2021 itibari ile ortalama psikolog maaşı ne kadardır?

5300₺ üzerinde. 350₺ kadarı POLSAN’a kesiliyor.

7- Sizce çalıştığınız kuruma psikolog alımları artar mı?

Evet, ilerleyen dönemlerde alımların olma ihtimali mevcut.

8- Çalıştığınız kurumda psikolog olmak isteyenler için tavsiyeleriniz ve eklemek istedikleriniz nelerdir?

Emniyette çalışmak isteyenlere önerim bol bol kitap okumaları yönünde olacak. Bu, bir şey söylemiş olmak için söylediğim bir cümle değil. Klinik çalışmak biraz kişisel de bir alan. Yeterince kültürlü, bilgili olmanız gerekiyor. Hikayeler, romanlar, sanat tarihi, felsefe, mizah, nöroloji… Size zenginlik katacak herhangi bir şey.

Onun dışında spesifik olarak söyleyebileceğim bir şey yok. Genel olarak ya bir probleminiz olsun ya da bir problemi problem edinin diyebilirim. İnsanlar psikoloğa gerçekten acı çektikleri için gidiyorlar. Acıyı dindirebilir insanlara dokunabilirseniz insanların bir psikologtan beklentisini karşılamış olursunuz.

EGM Rehberlik ve Psikolojik Danışma Büro Amirliği — Psikolog Erman İmamoğlu


Önerilen İçerikler: 


Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu