DenemelerÖneriler

Aynada Gördüğüm

Bedeniniz hakkında ne düşünüyorsunuz? Yazarımızın kaleme aldığı denemeyle bir yolculuğa çıkın

Uzun zamandır yazmadığımdan olsa gerek dakikalarca kağıt ile bakıştık. Kalemimden dökülecek kelimeler sanki havada kalıyor, bir türlü kağıda ulaşamıyordu. İlham perilerim beni terk etmiş olacak ki; kelimeler birleşip anlamlı bir cümle bile oluşturamadılar. Hafif soğumuş kahvemden bir yudum aldım. Perdeyi aralayıp pencereden gelen rüzgarın, kulağıma kelimeleri esmesini dilerken yazmaya başladım. ”Bugün yeni hayatımın ilk günü sayılabilir. Size olanları anlatmak için çok heyecanlıyım…”

Dolabı açtım, dışarı çıkmak için birkaç kombin fikri dün geceden aklımdaydı. Saçlarımı düzleştirecek, hafif bir allık sürecek, en sevdiğim şapkayı takacak, kombinime uygun ayakkabılarımı giyecek ve dışarı çıkacaktım. Dolabımın kapağını kapatırken üzerine monte edilmiş aynaya ilişti gözüm. Kendimle göz göze geldiğimde duraksadım. Baştan aşağı kendime baktım. Saçlarımın uçları ne kadar da kırılmıştı. Yüzümde kocaman iki tane sivilce çıkmış ve biraz da kilo almıştım. Hayır, hayır biraz değil epey fazla kilo almıştım. Oldukça kötü görünüyordum. Aynada kendimi görmem, kendime bakmam ve aynadan uzaklaşmam 30 saniye sürmemişti.

Telefonun çaldığını duyduğumda, öylece oturduğum yataktan kalktım. Arkadaşlarımla buluşmak için konuştuğumuz saati tam 15 dakika geçmişti. Ben kendimle ilgili düşüncelere daldığımdan ne kadar süredir yatakta oturduğumu anlayamamıştım. Telefonu açtığımda aynı anda konuşan üç kişi bir şeyler söylüyorlar ama ben dinlemediğim için ne söylediklerini pek algılayamıyordum. Sitem ettikleri ses tonlarından anlaşılıyordu. Birbirlerini bastırmak için seslerini yükselttiklerinde sinirlendiklerini de anlamak mümkündü. Gelemeyeceğimi durgun bir sesle söyledim. Sesler aynı anda kesilmiş, nefes sesleri bile duyulamaz hale gelmişti. Açıklama yapmama izin verdikleri bu sessizlikte, yalan söylemek istemiyor; gelememenin mantıklı bir açıklamasını yapmaya çalışıyordum… Biraz sonra kapattığım telefonu; internetten sivilceyi hızlı geçirme yöntemlerini ararken kullanacak, kendime göre bir diyet listesi hazırlayacak ve istediğim gibi biri olmadan evden çıkmayacaktım. Birkaç siteden bulduğum maske tariflerini yüzüme sürmüş, bir yandan diyet menüm için salatalıkları soymaya başlamıştım.

1 hafta geçti. Dün evdeyken sıkılıp bir fotoğraf paylaştım. Özenle en doğru açıyı buldum, filtreler ekledim, kendimi olduğumdan daha farklı ama daha güzel hale getirdim. Tanımadığım birinden bir mesaj isteği düştü telefonuma. Okuduklarım, ruh halimdeki değişimlerin ilk temelini attı. ”Bu filtrelerle bile bu kadar mı güzelsin? Boyun da bu kadar kısa mı? Seni nasıl seviyorlar?” yazmıştı. Psikolojik şiddet bu diye geçirdim içimden. Biraz sonra haklı mı acaba diye düşünmeye başladım. Duygularım, düşüncelerim değişiyor, karşımda hiç tanımadığım bir insana benimle ilgili yaptığı bir yorum konusunda hak vermeye başlıyordum. Demek ki gerçekten güzel değildim. O zaman birçok şeyi hak etmiyor muydum? Sadece belirli değer yargıları mı vardı? Bu süreçte bir süre sosyal medyaya fotoğraf yüklemeyecektim, sosyal hayatımı rafa kaldıracaktım ve işe gitmeyi bırakacaktım. Sonuçta kafamdaki güzelliğe erişmeden asla dışarı çıkmamalıydım. Elim baş ucumda duran sürahiye gitti; su diyette çok önemli yazıyordu bir sitede, durmadan kendimi günlerdir çöllerde gezen bir deve gibi suya boğuyordum. Her şeyin fazlası zarar atasözünün önemini henüz kavrayamamıştım…

2 hafta geçmiş güzellik algım tamamen değişmiş, ayna da gördüğüm benden hiç hoşnut olmamaya başlamıştım. Aynadaki bana bakarken kendime yabancılaştığımı fark ettim. Sanki tanımadığım birinin gözlerinin içine bakıp onu kendi güzellik algıma göre şekillendirmeye çalışıyordum. Yüzyıllardır değişen güzellik algısının yörüngesine bende girmiştim ve beni kendi içine çekmeyi başarmıştı.  Arkadaşlarım aradılar, açmadım. Param bitti çalışmak için işe gitmedim. Ailemle geçirdiğim birkaç saati akşama saklıyor, vitaminsiz kalan vücudumu sadece uyuyarak dinlendiriyordum. Akşam olunca birbirini takip eden süreçler başlıyor; annemin yemek ısrarlarını reddedip, maskelerden türlü türlü kaptığım alerjileri göstermem için doktor randevusu alan babama randevuları iptal etmesi için dil döküyordum.

4 hafta geçti. Çok kötüyüm. Bugün bir kez daha göz göze geldiğimiz aynadaki ben, artık bir siluetten oluşuyordu. Adeta tek renge bürünmüştüm. Gözlerim, dudaklarım, yanaklarım isli bir siyahla kaplanmıştı. Kendimi çok yorgun ve bitkin hissediyordum. Oysaki hep uyuyor odadan dışarı sadece boşalan sürahiyi doldurmak için çıkıyordum. Telefonum artık hiç çalmıyordu. Sanırım artık arkadaşlarım benimle bir şeyler yapmak istemiyorlardı. Bütün sosyal hayatım da bitmişti, markete gitmek bile benim için artık büyük bir eziyet haline gelmişti. Kendim olmaktan başka bir insan olma yolunda evirilmiştim.  Ne aynada baktığım o insan tanıdıktı bana ne de değişen ruh halim.

Bugün yeni hayatımın ilk günü sayılabilir. Size olanları anlatmak için çok heyecanlıyım. Geçtiğimiz perşembe akşamı annemin ısrarlarını karşında koca bir tabak yemek yedim. Ertesi sabah babamın aldığı randevuya gitmek için erkenden kalktım ve yola çıktım ayrıca yatmadan önce arkadaşlarıma da mesaj attım. Onlara durumu anlattım. Kendimi kötü hissettiğimi, kendimi beğenmediğimi o yüzden onlardan uzaklaştığımı söyledim.  Onlardan aldığım tepkileri görmenizi isterdim. Herkes beni ben olduğum için seviyor, dış görünüş denen saçmalığı tamamen es geçiyorlardı. Önceleri onlara inanmadım. Fakat iş yerime gittiğimde beni gören herkesin gösterdiği tepkilerde ailem ve arkadaşlarımınkinden farklı değildi. Ruh halimdeki değişimleri fark etmiştim. Aynadaki benle barışma zamanı geldiğinde bir psikologla görüştüm. Güler yüzlü bir kadındı, bakır saçları vardı. Yuvarlak yüzüne yakışmış kısa saçları oldukça havalı gözüküyordu. Sivilcesi vardı yüzünde, kilosu da vardı. Demek ki sorun bende değildi. Demek ki bu bir sorun değildi.

Zayıf, kilolu, uzun, kısa, güzel, çirkin… Bunların hepsinin bir kelimeden ibaret olduğunu unutmayın sizi eleştiren, sizi psikolojik olarak yıpratan, yoran insanları hayatlarınızdan uzak tutun. Aynada gördüğünüz o insana iyi bakın, gözlerine, yanaklarına, burnuna, dudaklarına… Kendinize iyi bakın. Ona teşekkür edin, onu sevin, kendinizle eğlenin, sizi üzecek yıpratacak şeyleri değil sizi bir bütün yapan şeyleri kabul edin.

Aynada gördüğüm ben; seni çok seviyorum.

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu