Filmlerle Psikoloji

Akıl Oyunları Film Analizi

John Nash’ın hayatını anlatan, ödüllere layık görülen Akıl Oyunları filminin analiziyle sizlerleyiz. Öncelikle Joh Nash kimdir?

“John Forbes Nash, oyun kuramında ve diferansiyel geometri alanında köklü değişiklikler yapmış; aynı zamanda kısmi diferansiyel denklem üzerinde de çalışmış Amerikalı matematikçi.” (Vikipedia)

Görüldüğü gibi matematiğe kendini adayan oldukça da başarılı bir kişidir. Bu yenilikleri yapmayı nasıl başarmış? Diye soruyor olabilirsiniz. Bunun için kişiliğine bakabilirsiniz. Film, bize bunu güzelce yansıtmaktadır ama küçüklüğüne değinilmemiştir. Çocukluğunda resimli ansiklopediler okuyan biriymiş. Tek başına olmayı ve okumaya, deney yapmaya, düşünmeye vakit ayıran biri.

John o kadar yalnızlık ki kendine yeni bir arkadaş ediniyor. Bu arkadaşı onun hırslı olduğunu biliyor ve diğerlerinden farklı olduğu konusunda onu destekliyor. Hep de yanında olan bir arkadaştır bu. Okul hayatı boyunca John, yeni bir fikir üretmek için çalışır. Bu durum için görüşlerini şöyle açıklar:

Derslere girerek ve bu kitapları okuyarak vakit kaybedemem. Değersiz ölümlülerin kifayetsiz varsayımlarını ezberleyerek!

Gerçekten yeni bir fikir bulmam gerekiyor ancak o zaman diğerlerinden farklı olabilirim.

Görüldüğü üzere yeni bir fikir bulmak kolay olmuyor. Buna “kafayı takmak” deyimi tam oturur. Bir işte iyi olmak veya başarılı olmak istersen ona “kafayı tak”.

John’a bir diyalogta “Belki de rakamlarla aran insanlarla olduğundan daha iyidir” deniyor. Bunun üzerine John “İlk okul öğretmenim bana fazla gelişmiş bir beynimin ama fazla gelişmemiş bir kalbimin olduğunu söylerdi” diyor.

Oysaki düşündüğümüzde psikolojik açıdan kalp gelişimi beyin gelişimi kadar da önemlidir, diyebiliriz. Filmin sonlarına doğru “duygusal” bir kalp görebiliyoruz ve bunu güzel sözlerle ifade eden John’u.

Korkuları

John hep başarılı olmak ister. Başarısızlık ve yeni bir fikir üretememe, diğerlerinden farklı olamama onu korkutmaktadır. Bu hırsları ve tutkuları ona şizofren bir oda arkadaşı da oluşturmuştur. Çünkü yalnız ve onun gibi biriyle, onun değerlerini ona yansıtan biriyle sohbet etmesi onu güçlendirecektir.

Aşkları

İlişkiler konusunda pek iyi değildir. John, düşündüklerini direkt söyler. Filmde bir kıza açılmaya çalışırken direkt cinsel ilişki için birlikte olmak istediğini söyler ve bunu bir sıvı alışverişi olarak ifade eder. İlerleyen yıllarda öğretim görevlisiyken bir öğrencisine aşık olur ve onunla evlenmeyi karar alır. Filmde bu kısa sürer çünkü John, direkt düşüncelerini açıklar. Çok fazla mantıksal düşünmektedir. Evleneceği eşine bana “aşkını kanıtla” diyor. Oysaki aşk matematikteki problemler gibi kanıtlanacak bir durum değildir. Evlendiği eşi ona hayat yolculuğunda çok fazla yardımcı olmuştur. Nobel Ekonomi Ödülünü alırken eşi için şu sözleri kullanır:

Mantıklı nedenler yalnızca, ama yalnızca gerçek sevginin gizemli denkleminde bulunabilir. Bu gece burada olmamı sana borçluyum. Var olmamın nedeni sensin. Sen benim mantığımsın.”

Mantıklı nedenler, kanıtlar arayan bir kişi için güzel bir açıklama olmuş. Burada duygulanmamak elde değil 😊

Şizofreni

Düşünceleri, başarı hırsı ve yaratıcılıkla dolu hayatı onu buraya itmiş olabilir. Evlendikten sonra hayali karakterleri peşini bırakmaz. Onlarla gerçekmiş gibi konuşur dediklerini yapar ve hisseder. Yarattığı hayali karakter ona bir ajan olduğunu söyler ve şifre çözücü olduğunu iletir. O da şifreleri çözer ve bunu mektup olarak bir binanın önündeki posta kutusuna koyar. Filmin ilerleyen aşamalarında akıl hastanesine yatırıldıktan sonra karısı bu durumun üzerine giderek her şeyi farkeder. Şizofrenide en sıkıntılı konu gerçeklikle bağlantıyı kaybetmektir. Çünkü birey görünmeyen yani oluşturduğu hayali karakterlerle konuşur. Onları “gerçek” algısının içine yerleştirir. Başkalarının algısında onlar olmadığı için yani “gerçek”te onlar olmadığından sorunlar yaşamaya başlar.

Yarattığı hayali karakterleri karısının görmemesi ve ona kızması üzerine filmde dikkatimi çeken bir sözü olmuştu:

“Görünmezlik serumu aldı.

Vücuduma yerleştirdikleri madde çözüldüğünde kanıma karışan sıvı sayesinde ben onu görebiliyorum.

Görüldüğü gibi gerçek olduğuna kendi içinde inandırmış ve buna bir mantık oturtmuştur. Yani gerçeklikle bağlantısını koparmış durumdadır.

Şizofreni için psikiyatristin sözlerini de ekleyelim buraya

Şizofreninin kabusu neyin doğru olduğunu bilmemektir. Düşünsenize hayatınızdaki en önemli kişilerin, yerlerin ve anıların yok olmadığını, ölmediğini ama daha kötüsü aslında hiç varolmadığını birdenbire öğrenseydiniz ne olurdu?

İşte John’un yaşadığı da tam da buydu. Çünkü örneğin kendini ajanlığa öyle kaptırmıştı ki buna bir kere daha kendini kaptıracaktır ve “gerçek değilsin diye çok korkmuştum” diye oluşturduğu karakterlerine bu sözü söyleyecektir. Şizofreni olduğunu ve gerçeklikle bağlantısının koptuğunu öğrenince bir travma daha yaşamaktadır. Hatta elini kanatır ve doktora elindeki ajan damgasının olmadığını söyler.

John’un şizofreniyi ve gerçekliği algılamayışını bir matematik problemi gibi görmesi ve psikiyatrist ile diyologunu bakın:

+Onları hala görüyor musun?

-Evet

+Neden ilaç almayı bıraktın?

Çünkü çalışamıyordum, bebeğe bakamıyordum, karımın ihtiyaçlarına cevap veremiyordum.

-Sizce bu delirmekten daha mı iyi?

+Daha yüksek doz uygulamamız gerekicek.

-Hayır

+Durumun giderek kötüleşir

-Bu bir problem. Çözümü olmayan bir problem. Ben de problem çözerim zaten.

+Bu, matematik değil. Dünyayı algılayışını değiştirmek için bir formül bulamazsın.

– Aklımı kullanırım

+Bundan mantıkla kurtulamazsın çünkü problemin olduğu yer senin aklın

-Bunu yapabilirim, bana tek gereken zaman.

+Tedavi olmazsan hayallerin seni tamamen ele geçirebilir.

Şizofreniyi Farketmesi ve Üzerine Gitmesi

Bu süreçte eşi ona çok destek olmuştur. Ona dokunarak gerçek “işte bu” gerçek benim, gerçek sensin der. Ve eşinin şizofreniye karşı güçlenmesinde, iyi hissetmesinde etkili olur.

Üniversiteye gidip vakit geçirmeye başlar. Giderken oluştuduğu üç karakter onun yanında durur ve bazen ona gözükürler. Başlarda zorlanır ve ilk gün onlarla konuşur. İkinci gün onlarla vedalaşır. Ama onları özlediğini belirtir. Çünkü düşünsenize kaç senelik bir oda arkadaşınızın aslında olmadığını ne kadar üzer dimi.

Sonrasında bu duruma alışır ve o yarattığı karakterler de buna alışacaktır.

Dikkatimi çeken bir nokta daha vardı. Nobel Edebiyat Ödülünü bildirmek üzere görevli olan kişinin gerçek olup olmadığını öğrenmek için bir öğrencisine “görebiliyor musun bu kişiyi” demiştir ve öğrencisi evet dedikten sonra “gerçek olduğunuzdan emin olduğuma göre…” şeklinde konuşmasına devam eder.

Hayatına yeni giren bir kişinin de onun yarattığı karakter olma ihtimali vardır dolayısıyla buna önlem olarak diğer insanlara sormayı denemek mantıklı bir davranıştır. İnsanın başa çıkmasında en zor durum gerçeklik algısıdır. Çünkü gerçeklik, algıladığımız kadardır aslında. Ya da başkalarının da bunun algılamasıyla var olur. Eğer biz görüyorsak ve başkası görmüyorsa sıkıntı yaşayabiliriz. Filmi izlerken gerçeklik üzerine çokça düşüneceksinizdir.

Aklımızın bize oynadığı oyunları gördük. Bir ajan oyununu, şizofreni ile bünyesindeki insana sunabilmektedir. Aklın oyunu olduğu için de insana, bunu mantıksal sistem içinde sunabilir. Dışarıdaki bilginin gerçekliğini ölçerken de aklımıza sorduğumuz için kontrol onda olacaktır. Bize gerçek olmayan bilgiyi bile gerçekmiş gibi sunabilir. Derin bir felsefe barındırıyor da olabilir.

Değinmediğimiz noktalar veya eklemek istedikleriniz, düşünceleriniz, eleştirileriniz varsa yorum olarak bekliyoruz.

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

4 Yorum

  1. muhammed orhan dedi ki:

    çok teşekkürler hocam 🙂 filmi izledikten sonra okumak çok iyi geldi kafada pek çok bilgi oturuyor böylece

  2. Damla dedi ki:

    Güzel, özet niteliğinde bir yazı olmuş fakat düzeltmek istediğim bir nokta var. John Nash Nobel Edebiyat Ödülü değil Nobel Ekonomi Ödülü kazanmıştır 🙂

    1. Ahmet Kılgi dedi ki:

      Yorumunuz için teşekkür ederim, hata düzeltildi. Keyifli okumalar dilerim.

  3. Tuğba dedi ki:

    Çok güzel bir filmdi. Bu tarz önerebileceğiniz farklı filmler varmıdır hocam. Şimdiden teşekkürler.:=)

Başa dön tuşu